.
Biri Rojava’da, diğeri Yunanistan’da gerçekleşen iki önemli gelişmeyi peş peşe yaşadık.İnsanlığın yüzünü güldüren, gönlüne su serpen iki güzel gelişme oldu. Her iki alanda da kapitalist sistemin iki yansıması olan bir anlayış ve tutum darbe aldı.Bundan sonra hem Rojava’da hem Yunanistan’da atılacak her yeni sağlam adım, egemenlerin göğüs kafesine indirilen bir darbe işlevi görürken, halkların, ezilenlerin göğsünü kabartacak, umuda yolculuğu büyüten bir işlev görecek.Kobanê zaferi, başta Ortadoğu ve Türkiye olmak üzere insanlık için sadece bir direniş merkezi değil, aynı zamanda yeni demokratik yaşam pınarı olabilir.Zira konjonktür artık IŞİD’in Rojava’ya ve Kürdistan’ın diğer alanlarına girmeden ve bu direniş yaşanıp IŞİD püskürtülmeden önceki konjonktür değildir. Türkiye, Suriye, İran yönetimleri ve tüm bölge egemen devletleri, emperyalist politikalar ve en önemlisi bölge halkları yeni bir durumla karşı karşıyadır. Kobanê zaferiyle birlikte, Rojava devrimi ve Kürt Özgürlük Hareketi daha güçlü bir meşruiyet kazandı. Ve zafer, başta Kürtler olmak üzere tüm halklar için yeni bir aşamanın koşullarını hazırladı.SYRIZA’da ifadesini bulan demokratik güçler ise, iki karşıt sınıf arasında bir uzlaşma sağlama yanlışına düşmeden, ezilenlerin, sömürülenlerin geleceğinde ısrar etmelidir. Klasik bir hükümet olmayı reddedip, halkın temsilcisi ve birleşik mücadele örgütü olarak hareket edilebilirse, SYRIZA için başarı kaçınılmaz olacaktır.Baskı ve sömürü çarkı durdurulabilir. Giderek işçi ve halk gücü temel alınarak mevcut mekanizma dağıtılarak halk yönetimi inşa edilebilir. Böylece SYRIZA ve Yunanistan halkı kendisi için olduğu kadar, Avrupa halkları ve dünya halkları için yeni ilham kaynağı olacaktır.Elbette Kobanê ve Yunanistan’daki gelişmeler sürpriz olmadı. Yıllardan bu yana yaşananlar ve aylardır süren sıcak gelişmeler, direniş ve mücadeleler, hem Kobane’deki hem de Yunanistan’daki bu sonucu doğurdu.Şimdi iki önemli kazanım, karanlıktan aydınlığa açılan iki eşiğimiz var. İnsanlık, biri Avrupa kapısı, biri Ortadoğu kapısı olmak üzere umuda ve zafere açılan iki kapı sahibi oldu!Kobanê zaferi ve SYRIZA’nın başarısı dünya halklarına, işçi ve emekçilere kutlu olsun!Kobanê zaferi, 134 gün aralıksız süren dişe diş bir mücadele sonucunda büyük bedeller verilerek kazanıldı.Diğeri, halk güçlerinin mücadelesiyle emperyalist politikalara, sömürü ve baskıya karşı yeni bir halk seçeneği yaratımıdır. Birinin öncüsü PYD, direniş örgütü YPG ve YJP ise diğerininki SYRIZA’dır. Farklılıklarıyla birlikte, ikisi de halk cephesi mantığıyla hareket ederek kazanmıştır.Ne güzel ki, insanlık dünyanın bu karmaşık zamanında iki yeni doğuma tanıklık etti. Her birinin ana rahmi, doğduğu ortam farklı, ama ikisinin de bir birine karışarak kulağımıza dolan doğum çığlıkları, yüreğimizi ısıttı.Biri seçimle, biri silahla gelen, ikisi de direnişin, mücadelenin halkın eseri. Görüldüğü gibi, halk nerede ne zaman hangi mücadele aracı gerekiyorsa, onu kullanmasını biliyor!Acılı oldu, sancılı, zor oldu, ama başarıldı.Umutlu olmak, bu iki devrimsel gelişmeyi desteklemek, dayanışma içinde daha da büyütmek gerek.Evet, bu doğal bir sonuçtu. Doğaldı, çünkü eski ve köhnenin çırpınışı karşısında yeni ve devrimci olanın kararlı mücadelesinden hiçbir zaman kötü bir şey çıkmaz.Metal işçileri grevi, işçi ve emekçi direnişleri, Kürt halkının direnişi, Alevi yurttaşların talepleri kapsamında haziran seçimleri doğru bir rotada ilerletilebilirse, Türkiye halkları da kısır döngüyü parçalayabilir. HDP’nin barajı asması bu mücadelenin önemli göstergesi olacak.İşçi ve emekçilerin, halk güçlerinin birlikte yürüyüşü başarabilirse, bizde de çark kırılabilir, devran dönebilir. Biz de iyi bir sonuç alır, sağlam bir başlangıç yapabiliriz.Zira Rojava’da ve Yunanistan’da yaşananların gösterdiği gerçek, her iki alanda da pisliğin, demokratik güçler tarafından temizlendiğidir.Dünün, iktidardaki Yeni Demokrasi Partisi ve köklü partisi PASOK’un yaşadığı hüsranın, bizdeki AKP için sonun başlangıcı olması, ırkçı partiler ve statükocu, sistem savunucusu CHP’nin kaderi haline gelmesi zor ama imkansız değil.Özcesi, insanlık, aydınlık geleceğini ancak emek, barış, eşitlik ve demokrasi dinamikleriyle, onun perspektifiyle yürüyerek bulabilir.Türkiye’de yaşanmış ve yaşanmakta olan bunca pisliği de ancak örgütlü halk güçleri, demokrasi, eşitlik ve özgürlük güçleri temizler.