.
Şu sıra kimi holding sahipleri işçiden kestiğini halka yardım olarak dağıtmanın mutluluğunu ve de zevkini iftar soflarını da kullanarak güya 'hayır yaptım, yardım dağıttım' diyerek kendi kendini övmekte yere göğe sığmaz. Amma velakin fakiri seven hayır sever, dağıttırdığı gıdaların parasını da üstüne üstlük birde vergiden de düşürttürür. Holding olunca akan sular durur tabiki. İşçisine verdiği maaş, ikramiye ve zam komikliği bir yana, o holdingde emekli olabilenler Allah'a bin şükür eder. Birde yeşil alanlara kondurursun moloz yığını taş binaları, işgal edersin halkın nefes aldığı yeşili ve tepeleri, hatta elektrikli tel ile villanı ve kendini korumaya çalışırsın. Kimden mi, elbette maaşını kesip sonrada hayır diye dağıttığın insanlardan. Şu sıra Ramazan adını kullanarak yani Ramazan dan Ramazana fakir halkını güya hatırlayanların sayısı çok olur. Hele birde fakiri ile övünen bir siyasetçiyseniz sırtınız hiç yere gelmez. Sadaka kültürü var oldukçada devam eder gider. Kendi geleceğini garantiye almak isteyen kimi kurnazlar şirketinin yada holdingin belli noktalarına yerleştirdikleri müdür ve danışman (sızlık) kadroları ile halktan daha da uzaklaşmaya devam ederler. Evet Ramazan'da fakiri ile övünen işadamı sanayici ve siyasetçi sayısı oldukça fazlalaşır. Fakat ne hikmetse bu insanların ne çalışma koşulları ne yaşam biçimlerini iyileştirmeye dönük bir hayır işlemeye elleri hiçte varmaz. Yani biat sermayesini bitirmek gibi bir idealleri asla olmaz.
