Kılıçdaroğlu kılıcı nasıl tutacağını bilemedi

.

Her konuşmasında konusu Suriyeliler, olacak. Suriyelileri gönderiyoruz cümlesini kurarak, insansızlığın en keskin suratı ile ifade ediyor.

Burada parantez açmak zorundayım (Kardeşçe) dedi.

Sayın Kılıçdaroğlu sizin söylediklerinizi kardeşliğin içine sığdırmaya çalışıyorum, ama bir türlü olmuyor.

Suriye’nin yollarını, köprülerini, okullarını, sokaklarını yapacağız diyorsunuz. Bu yeterli mi? 

Biz iktidarda olsaydık Türkiye, Suriyeli sorunu yaşamazdı." diyorsunuz,  bunu da çok merak ettim !

Sonrasından bunları diyor "Bazı rakamlara göre Gaziantep’te en az 500, bazı rakamlara göre 700 bin Suriyeli var.

Evet, sayın başkanım biliyor musunuz Türkiye’de kaç bin Suriyeli işadamı var. Bunlar Antep’te kaç fabrika açtı, yoksa bunları görmezlikten mi geliyorsunuz.

Yurt dışında Suriyeli ailelere tanıdıklarından dünya kadar para geliyor, bu paralar nerde harcanıyor hepsi Türkiye ekonomisine kazandırılıyor. Suriyeli sanayici ihracaat yapıyor Türkiye ekonomisi kazanıyor. Ayrıca, her sene milyonlarca Arap turist geliyor, ama siz bunları görmüyorsunuz.

Hakikat olduğu için hak veriyorum sizlere, doğrudur Suriyeliler göç etti Türkiye’ye ve Allah Türk halkından ve hükümetinden bin kez razı olsun, kucakladınız, yaramızı iyileştirdiniz, ama unutmayın Türkiye’ye gelen Suriyelilerin yüzde yetmişi zengin, parası ve altını ile geldi.

Evet, Suriyeliler Mersine gelmeden önce kendi halkınız arasında Mersinin adına “emekli şehir” deniliyordu ve böyle biliniyordu. Suriyeliler bu şehre yerleştikten sonra gelin bir bakın şehir nasıl canlandırıldı. Bu örnek yeterli olsa gerek başka bir şey demiyorum yoksa diyeceğim çok var. Gelen bu insanlar burada her sektörde ticaret yapıyor.  

Kilis’te yaşayan Suriyeli sayısı bizim vatandaşlarımızdan daha fazla diyorsunuz, ne çabuk unuttunuz 1970’lerde Almanya’da gurbette olmanın sıkıntılarını yaşadınız, şimdi bize yaşatıyorsunuz.

Başka bir sorun olarak bunların “Doğurganlık oranları yüksek, kendi ülkelerine gitmek istemiyorlar. Burada yerleştiler” diyorsun, merak etme elbet bir gün döneceğiz senin merhametliğin, altında kalmayız. Sen araya girme milleti kışkırtma, fitneyi uyandırma, iki halk kardeşçe yan yana, omuz omuza yaşıyorlar.

Öncelikli olarak Suriye’de barış ortamı sağlanmalı, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler geliştirilmeli diyorsunuz da peki kendi halkını öldüren Esadla mı? ilişki kuracaksınız.

Unutulmasın ki Suriye konusunda Avrupa Birliği’nin harekete geçmesi şart.

Suriye’nin yolları, köprüleri, hastaneleri yapılmalı. Bunu yapacak olan Avrupa Birliği’dir, ondan sonra buradaki Suriyelilere ‘kardeşim eviniz, yolunuz, okulunuz, hastaneniz var, buyurun kendi ülkenize gidin’ diyebilirsiniz.  

En önemlisi Esad gitsin biz her şeyi yaparız kimsenin aklına parasına muhtaç değiliz,

Suriye’nin devrimi onur devrimidir, şeref devrimidir.

Hepimiz bütün Suriyeliler için geçerli bu toprak, bereket, huzur, insanlığın kaynağı yüz binsene sonra gerekirse canımız, ruhumuz, kanımız feda olsun burası Türkiye ve bu bizim için ne kadar değerli mühim olduğunu bilemezsin.

Türkiye Suriyeliler için cennetin sekizinci kapısı.

Meleklerin şehri ve insanlığın mirası, ne dersen de tarihi değiştiremezsin, bu ülke için. Çanakkale savaşında, binlerce şehit verdik,  hâlâ mezarları duruyor, tarihi sildiremezsin ve hepimiz bu toprak için şehit olmaya hazırız. www.yenicizgihaber.com 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri