Geçen hafta, İstanbul’dan Gaziantep’e sefer halindeki bir Gaziantep Firmasına bağlı otobüs Aksaray’a 15 km. kala şarampole yuvarlanarak kaza yaptı. Kazada biri çocuk altı yurttaş hayatını kaybetti. Daha önce de Oğuzeli -Elbeyli karayolunda, fıstık işçilerini taşıyan kamyonet ile minibüsün çarpışması sonucu sekiz kişi hayatını kaybetmişti. Yine dün yeni bir kazada yine fıstık işçilerini taşıyan kamyonet Tokdemir köyü yakınlarında yoldan çıkarak devrildi, üçü ağır 17 yaralı var. Bu iki ölümlü kazanın arka, arkaya gelmesi aklımıza bu kazalar niye oluyor? sorusunu getirdi.Otobüs kazasından başlayalım, epeydir ülkemizde bu kadar büyük bir otobüs kazası olmuyordu. Eskiden daha çok gördüğümüz bu kazaların azalma nedeninin, ülkede uçak yolculuğunun artması nedeniyle, otobüs firmalarının kendine çeki düzen vermesi ile açıklayabiliriz. Ama eskiden çok daha sık gördüğümüz otobüs kazalarında, gece yorgunluk, mola vermeden otobüs kullanmak, ağır bir yemek sonrası otobüs kullanmak, kaza nedenleri olarak sıralanıyordu. Bu kazada yine acaba şoför uyudu mu? sorusu akla geldi. Otobüs, dolmuş, taksi ve servis şoförlerinin çok ciddi kontrollerden geçmesi gerek. Yalnız şoförlerin değil, araçların da sıkı denetimi gerekli. Ayrıca şoförlerin mesleki ve sendikal örgütlenmesinin oluşturulması gerekiyor. Bir taraftan kamu yönetimi gerekli denetimi yapması gerekiyor, öbür yandan çalışanların örgütlü olması ve mesleki denetim mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu kazalar bu iki gerekliliğin de yerine getirilmediğini gösteriyor.İşçi taşıyan kamyonetlerin yaptığı kazalarda, her yıl çok sayıda tarım işçimiz hayatını kaybediyor, çok sayıda yaralımız oluyor. Bu kazalara meydan vermemek için, işçilerin kamyonette taşınmasını engellemek gerekiyor. Trafik kurallarına aykırı olan bu durum, göz göre göre ölümlere neden oluyor. Tarım işçisi taşıyan kamyonet sürücüleri de ayrıca çok deneyimsiz ya da yorgunlar ki bu kazaları yapıyorlar. Burada da yine işçinin örgütsüzlüğü esas sorun. Mevsimlik tarım işçilerinin de sigortalı ve sendikalı olma hakları, kâğıt üstünde var. Bu alanda, yıllardır bir elçi aracığıyla işçiler çalıştırılıyor. Gündelik ücret veriliyor. Kamu yönetimi Tarım İşçilerinin çalışma koşullarını denetlemiyor. Kazalar olunca da olaya yalnızca kaza gözüyle bakılıyor. Kaza neden olmuş? Bu İşçilerin kamyonetle taşınması doğru mu? diye sorulacak sorular sorulmuyor. Sorulsa da cevap yok. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir anlayışı burada egemen anlayış haline gelmiş.Vatandaş olarak hayatımız yakından ilgilendiren bu konulara duyarsız kalmamalıyız. Otobüs kazalarının artması, kamyonetle taşınan işçilerin hayatlarını trafik kazalarında kaybetmesi, vatandaş olarak hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. İlimizden örnekler olması da Gaziantep’te yaşayanlar olarak bu konulara kafa yormamız gerektiğini gösteriyor. “Bana dokunmayın bin yaşasın” deme lüksümüz yok, “kazalar geliyorum diyor”.ercankosmanoglu@hotmail.com
Kazalar Geliyorum Diyor!
.