"Kaçmayın ülen"

.

"Kaçmayın ülen"

Akşam yürüyüşümüzde mırıldanmaya başladı.

-Hesap ortada. Bir insan normal şartlarda saatte ortalama 4 kilometre yürür.

-Hayırdır, spora mı başlıyorsun?

-Günde 8 saat yürüse 32 kilometre eder.

-Maratona mı katılacaksın?

-Ayda, tatilsiz, yaklaşık 950 kilometre.

-Dünyayı dolaşacaksın, yürüyerek.

-1 buçuk ayda bin 500 kilometre.

-İstanbul’dan memlekete yürüyerek mi gideceksin yoksa. Abartma otobüs paranı toplar, göndeririz seni.

-Zevzeklik etme. Bin 500 kilometre Afganistan-Van arası. Bir hafta önce ABD, Afgan yandaşlarına, “Türkiye’ye gelin, vizelerinizi Türkiye’de vereceğim” dedi ve 3 gün içerisinde binlerce kişi Van sınırına dayandı. Demek ki oradalardı. On binlerce Afgan, hem de Afganistan’da Taliban’a karşı ABD askerlerinin yanında savaştığı için şimdi kaçmak ya da kelleyi vermek ikileminde kaldığı için kaçtığı söylenen Afganlar, mesai temposunda İran’ı yürüdüler ve “Şeytan ABD” diye zıplayan mollalar, bırak görmezden gelmeyi, Afgan sınırından Van sınırına otobüs seferleri düzenlediler. Madem Afganistan’da can güvenlikleri olmadığı için İran’a kaçtılar, İran’dan Türkiye’ye Zeytinburnu’da üç kuruşa deri işçiliği yapmak için mi geçiyorlar. Hedef Avrupa, belki de Amerika. Olamaz mı? Olur. Her insan çocuklarına güzel bir hayat yaşatmayı, güzel bir gelecek bırakmayı ister. Kapıları açsalar oralara Afgan’dan, Suriyeliden çok bizim gençler gidecek. Seçerek alıyorlar da zaten. Memlekette mühendis kalmayacak yakında. Ortalık biraz toz duman. İşsizi mülteciye kırdırmak için düğmeye basmaya hazır, yıllar önce Sivas’tan, Çorum’dan, Maraş’tan, Gazi’den tanıdığımız ne kadar pis insan var. Tüymeye hazırlanan bitirimin, (genellikle Yılmaz Köksal veya İzzet Günay olurdu, Cüneyt ağabey asla kaçmazdı) ortalığı karıştırmak, kavga çıkarmak, kargaşa yaratmak senaryoları eski Türk filmlerinin en avantür sahneleriydi.

-Nefesini tüketme. Tempoyu arttırıyoruz.

-“10 yıl sonra Berlin, Münih belediye başkanları Türk olacak” diye sevinçle hoplayanlar şimdi “Kilis belediye başkanı Suriyeli olacak” diye dövünüyor. Taksim’de Suriyeli dövenler, Almanya’da Nazilerin yaktığı Türk evleri için kravat yakıyorlar. Afgan gelmesin diye kuduranlar, ABD’nin yeşil kart çekilişine başvuruyorlar.

-Haydi son tura giriyoruz. Nabız 110’u geçmeli. Hızlan.

-Sen beni dinlemiyorsun galiba.

-Dinliyorum. Kadir İnanır da kaçmazdı.      

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri