İtibar
ARİF NACAROĞLU
Epey oldu. Almanya’nın Bavyera bölgesinde küçük bir kasabada her yıl tekrarlanan festival yapılıyordu. Bölgedeki tüm köyler kendi takımlarını oluşturmuş, geleneksel kıyafetleriyle erkekler yarım meşin şort, kaşe ceket, her birinin farklı anlamı olan tüyler takılmış lacivert şapkaları, kadınlar uzun önlüklü bordo, lacivert elbiseleri ile kortejde yerlerini almışlardı. Daha yaşlı olanların bulunduğu arabayı çeken, süslü tüylü, kalın bilekli, sarı yeleli, iri gövdeli atlar bandonun çaldığı marşa uygun adım sükseli yürüyorlardı. Bandonun önünde pos bıyıklı Bayern şefi bastonunu bir aşağı, bir yukarı hareket ettirip orkestraya tempo veriyor, çalgıcılar şaşmaz bir Bayern disipliniyle tempoya uyuyorlardı. Gözüm orkestranın tam ortasında trompet çalan çelimsiz çalgıcıya takıldı. Kasabanın belediye başkanıydı. Bizim başkanlar, devletliler geldi gözümün önüne, trompet çalıp aralarda yürümek? Ne büyük itibar kaybı. Bizde kim takar trompetçi başkanı.
Epey oldu. Slovenya’nın bir kasabasında bir resim sergisi açılışı. Sergi salonunun önüne kurdele çekilmiş. İçeride yiyecekler, içecekler hazırlanmış. Devletlinin biri gelip sergiyi açacak diye bekliyoruz. Belediye başkanı geliyor. Hareket yok. Bekleyiş sürüyor. Orada vali de yok, başkan beklediğine göre herhalde bakan gibi biri gelip açacak sergiyi diye bekliyoruz. Epey sonra biri geliyor. Elleri demir pası, tulumu makine yağlı. Belli ki işten geliyor. Makası alıyor. Slovence uzun bir konuşma yapıyor. Tek tük kelimelerden sanat üzerine konuştuğunu anlıyoruz. Alkışlanıyor. Başkan aralarda bir yerlerde, hep birlikte içeri giriyoruz. Bizim başkanları düşünüyorum, tuvalet açılışında bile kurdeleyi kendi kesip, klozet üzerine de olsa uzun konuşmalar yapmayı becerebilen itibarlı başkanları.
Epey oldu. Bir Avrupa kentinde yine bir sergi açılışı. Sergi belediye binasında. Hazirun tamam. Bu kez sergiyi ev sahibi olarak belediye başkanı açacak. Başkan tam saatinde geliyor. Üzerinde geleneksel kıyafeti, ayağında meşin şortu ile. Ama bisikletle. Kendi ürettikleri malum model makam arabası? İtibar? Sergi açılıyor.
Bir de bizim açılışlar… Tüm devletlilerin büyükten küçüğe dizildiği, herkesin eline bir makas verilip, uzuuun kurdelinin bir ucuna yapıştığı, en sevimli hallerini takınarak daha devletliyle göz teması kurabilme çabası içerisinde olunulduğu, fotoğrafta çıkmak için devletlilerin daha küçük devletlilerden başlamak üzere birbirlerine hafiften dirsek ve kol çalımı attıkları, eseri açılanın, eserden anlayanın şanslıysa sıranın en ucunda makassız yer bulabildiği, eşantiyon olsun diye sıranın önüne yerleştirilen küçük çocuğun kafasına sağ elin orta parmağının alttan ikinci boğumuyla tokmak vurulduğu, açılış biter de devletliler maazallah yürümek zorunda kalır korkusuyla sahnenin ta dibine park etmiş milyonluk Schwab arabaları. Korumalar, danışmanlar, şişmanlar, beş maaşlılar, tüm itibarlılar.
Bir de vize kuyruklarında 3 günlük ziyaret için binlerce lira harcayıp vize alamayan, alsa da tarihi geçen bizim itibarlı vatandaşlar.
Ey itibar, geldiysen 3 kere vur. www.yenicizgihaber.com