Bu gün tramvay durağında beklerken, çocuk arabasında çok sevimli bir Suriyeli bebek, gözünü bile göremediğim siyahlar içerisinde bebeğin annesi ve her yönüyle modern, mevsime göre giyinmiş bebeğin babasıyla tanıştım.Humuslu bir aileymiş. Kadına bildiğim Arapça sözcükler ve beden dilimle neden yüzünü kapattığını, bu sıcakta böyle giyilemeyeceğini, çocuğunun kendisini göremediğini, güneşin kendisini yaktığını vb. söylediğimde bana dönüp :"zevc,zevc" yanıtını verdi. Yani bu şekilde giyinmesine eşi nedenmiş. O sırada yanına gelen eşine de rahatsızlığımı, eşinin rahatsızlığını anlatınca, Allah'ın emri oluğunu vb. anlatmak istedi.Hiçbir din kadını bu şekilde aşağılamaz, çocuğuna öcü gibi göstermek istemez. Başını kapatsın, ama yüzünü açsın. Çocuk öyle rahatsızdı ki hemen babasının kucağına atladı. Annesini tanıması mümkün değildi.Suriyeli kadınların çoğu ya bu şekilde ya da peçeli. Bizimkilerin de başı Arap, aşağısı Avrupalı...Tüm dinler, siyaset, çıkarcılar ne yazık ki kadını kullanıyor, kadının üzerinden siyaset yapıyor.Kadınlar da 21.Yüzyıl'da bilinçlenmeli, sorgulamalı, tartışmalı, ekonomik özgürlükleri için mücadele etmeli...İşkenceden farkı olmayan yaşama, giyim biçimine "HAYIR" demeli... XXXBirleşmiş Milletler’in raporuna göre her yıl 7000 bin zavallı insan Akdeniz'de balıklara yem oluyormuş. Nedeni, despot hükümetler, diktatörler, göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde demokrasinin olmayışı, çağdışı uygulamalar, bu sözde yöneticilerin kendileri ve ailelerinden başka hiç kimseyi önemsememesi, tüm bunların sonucunda cehalet, işsizlik, yoksulluk halkları botlara binmeye zorluyor ve zorba iktidarların da bu denizi dünyanın en büyük mezarlığına çevirdiğini üzülerek izliyoruz..
İşkenceden Farkı Yok!
.