.
ABD Başkanı Obama, 11 Eylül 2001’deki İkiz Kulelere saldırının yıldönümüne denk getirilerek, IŞİD’e karşı yeni bir plan açıkladı. Aslında bu, IŞİD üzerinden emperyalist hesapların güncellenmesinden başka bir şey değildi. 40 kadar ülkenin etrafında birleştiği söylenen bu koalisyondaki her bir emperyalist güç ve işbirlikçi ayrı bir hesap ve güç kazanma peşindedir. Öyle değil de, gerçekten IŞİD’i bitirmek gibi bir hesapları olsaydı, yapmaları gereken Kobanê’de süren direnişe her türlü desteğin, kayıtsız koşulsuz YPG güçlerine ve direnenlere sunulması biçiminde olurdu.IŞİD’e karşı başından bu yana kararlı tutum alan ve IŞİD’in her saldırısını kahramanca bir direniş sergileyerek geri püskürten Rojava halkı yeni bir kuşatmayla karşı karşıyayken, IŞİD’i bitirme planlarından söz edenlerin bunu izlemekle yetinmelerinin bir izahı olsa gerek!Gerçek şu ki, IŞİD’e karşı fermanlar açıklayıp, onu en tehlikeli örgüt olarak ilan eden tüm güçler sorun Rojava olunca olup biteni görmezlikten gelmeye devam ediyorlar. Roja Halk Devrimi’nin boğulması için IŞİD’e dua etmektedirler! Bir bölümü ise, YPG’nin belini kırması için alttan alta IŞİD’i desteklemektedir.Son bir haftadan bu yana Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırısı karşısında ABD’nin ve onun müttefiklerinin tutumu bunu gösteriyor. Kimi izliyor, kimi de Türkiye gibi, tampon bölge hesabıyla yeni bir işgal hazırlığına girişerek, açık gizli tüm güçleriyle IŞİD’i destekleyip, Rojava devrimini boğma çabasını sürdürüyor. IŞİD’e karşı en önemli direniş odağı olan PYD’ye bağlı YPG güçlerini hiçbir biçimde görmemekte, onun çağrılarına kulak vermemektedirler.Tek başına bu gelişme bile ABD ve onun etrafında bir araya getirilmeye çalışılan koalisyonun amacının ne olduğunu deşifre etmektedir. Onlar Ortadoğu’da 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’yla çizdikleri sınır ve statülerin iflası karşısında, halkları egemenliği altına alacak ve atadıkları kukla yönetimlerle yeni dönemi diledikleri gibi şekillendirecek yeni bir planın peşindeler.PYD ve PKK gibi bağımsız politika geliştiren, her ulustan ve inançtan halkların eşit, özgür ve kardeşçe yaşayabilecekleri demokratik politik anlayışın güç bulmasını, tüm ezilen ve sömürülen Ortadoğu halklarının yeni bir cephede birleşmesini engellemek istememektedirler.IŞİD’e karşı gerçekten bir tutum alınacaksa, IŞİD’in işi bitirilecekse yapılması gereken hiçbir koşul ileri sürülmeksizin, iradesi üzerinde her hangi bir tasarrufta bulunmaya teşebbüs etmeden PKK ve PYD’nin politikalarına güç ve destek sunmaktır.IŞİD’li çetelerin adeta ‘büyük taarruz’a kalktıkları, ellerindeki ağır silahlarla Kobanê’ye yüklendikleri böylesi bir zamanda PYD’yi desteklemeyen, onun yanında yer almayan hiçbir gücün IŞİD karşıtı olduğu yönlü açıklamaları inandırıcı olmaz.PYD Eş Başkanı Salim Müslim’in yaptığı açıklamalara da yansıyan, durumun vahim olduğudur. Kobanê’de 15-20 kadar köy halkın güvenliği için boşaltılmıştır. Yeni bir Şengal’in engellenmesi için tedbirler alınmaktadır. Ancak çatışmalar ve direniş devam etmektedir. Bugün yaşanan tehlikeyi önceden gören, hesaplayan ve IŞİD’e karşı tutum almaya karar veren ÖSO ve bir bölüm örgütle IŞİD’e karşı Savaş Cephesi kuran YPG’nin hedefe konulması ise anlaşılır değildir. Zira bu kadar sıcak gelişmelerin yaşandığı, “politikanın silahla yapıldığı” bu konjonktürde, “çözüm halkların birliği ve mücadelesindedir” gibi sözlerden öte bir tutuma ve Ortadoğu cehenneminde halklar lehine çözümler üretmeye ve bunları savaşarak gerçekleştirmeye ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz. Başta Kürt halkı olmak üzere Rojava halkları bir haftaya yakın bir süreden beri Kobanê’ye yönelik kuşatmayı parçalamak için direniyor. Bu ölüm kalım savaşı. Ya Rojava Devrimi boğulacak ya da savaşarak mevziler korunacak ve böylece emperyalistlere, egemenlere rağmen halkların direnişi zafer kazanacak. Devrimler kazanacak. Silaha ve savaşacak güçlere ihtiyaçları var. Her şeyden önce başlarındaki belayı, yani emperyalist güçlerden, bölge egemen devletlerin politikalarından bağımsız düşünülemeyecek olan ve onların yeni planları için Ortadoğu’yu cehenneme çevirmesi için her türlü koşulu ve olanağı yaratarak sahneye sürdükleri IŞİD’i durdurmaları gerekiyor. Bu da silahlı mücadele ile olabilir.Böylesi zamanlarda, “olağan” koşullarda söylenebilecek hiçbir sözün kıymeti yoktur. Hiçbir koşul ileri sürülmeksizin, tüm tasarrufu Kürtlerde, PYD ve PKK’de olmak üzere IŞİD’e karşı direniş içindeki güçlere silah verilmeli ve direniş her türlü desteklenmelidir.