İPSİZ, ALAMANYA’YA GİDER

.

BAY ŞAFAK ÖYKÜLERİ: İKİNCİ BÖLÜM-14İPSİZ, ALAMANYA’YA GİDER “Vermezse Mabut, ne yapsın Sultan Mahmut” sözü İpsiz için söylenmiş olmalıydı. Üvey teyzemizin yoksul kocası, Şafak dayımın katkılarına rağmen köyde para kazanılabilecek her işi denemiş ama hiç birisinden de sonuç alamamıştı.Neyse ki kısa süre muhtarlık döneminde Gülüş hanım açıkgözlük edip beş para etmeyen taşlı tarlaları satın almıştı. Sonra da bunları imece yaparak köylünün de yardımıyla taşlarından arındırmıştı.Kurak tarla verimli tarlaya dönüşünce kıymete geçti.“Burası muhtarlığın ortak mülküdür” diyenleri mi ararsın…“Burası hazine arazisi diyerek devlete ihbarda bulunanları mı sorarsın…Sonuç: Tarlalar da elden gitti.Yoksul karı kocanın tek umudu organik yiyecek içecek satış işi de düş kırıklığıyla sonuçlanınca, tümden umarsız kaldı bizimkiler.Başından onca iş geçip de rezil olan sanki İpsizin kendisi değildi. Arsız arsız dolaşıp duruyordu köy içinde. Gülüşerek köylülerin çınar altındaki söyleşilerine katılıyordu.Onun işsizliği, geçim sıkıntısı kendisinin değil de Şafak dayımın sorunuydu sanki. ÇünküEn çok yine dayım düşünür olmuştu bu yoksul aileyi.“Ne olacak bu adamın durumu?” deyip duruyordu dayım.Bütün iyi niyetine rağmen, uğursuzluk cefakâr karısı Gülüşte’ydi galiba. Gülüşsüz bir yaşam sonunda ona iyi yaşam yollarını açacaktı.***Şafak dayım yaman bir gazete okuyucusudur. Köyde de kendisinden özge gazete okuyan yoktu zaten. Kamyoncu Hamo her gün çarşıdan aldığı gazetesini getirir, Durak yerinde ortaya fırlatırdı.Köyün çocukları gazeteyi kapma işinde birbirini çiğnercesine uğraş verirdi. O yıllarda gazete beş kuruştu. Gazeteyi kapıp dayıma getiren de beş kuruş ödül alırdı.Şafak dayım o gün gelen gazeteyi okuyordu. Ben de omuzunun üstünde gazetedeki haberlerin başlıklarını gözden geçiriyordum.Dayım ansızın bağırdı.“Buldum!”!Neyi bulmuştu ki?Başlıklara baktım baktım öyle sevinilecek bir haber yoktu. Okuduğu haberi bitirince bana döndü.“Bu kez şeytanın bacağını kıracak İpsiz,” dedi.“Gazete ondan mı söz ediyor dayı?” diye sordum.“Ediyor!” dedi dayım. Gözleri ışıl ışıldı.“Hani nerede?”Gösterdi.Gösterdiği haberin başlığı şöyleydi:“Köyünde üretimi kooperatifi kuranlar, Almanya’ya işçi olarak gönderilecek.”“İpsiz bu haberin neresinde dayı?”“İçinde içinde…” diye benim sorumu yanıtladıktan sonra Çınaraltındaki kalabalığa döndü.“İçinizde davarı olmayan var mı arkadaşlar?”İpsiz sınıfın, bildiği bilmediği her soruyu yanıtlamak isteyen haşarı öğrencisi gibi parmağını dayımın gözüne sokarcasına sevinçle:“Var var!” dedi.“Başka kimin yok davarı?..”İpsizden özgesinden ses çıkmadı. Demek ki davarı olmayan yoktu.“Davalardan sağdığınız sütü ne yapıyorsunuz?”Dudak bükenler oldu.Necip ede:“Yoğurt yapıp toptancı Bekir ağaya götürüyoruz. Yok fiyatına alıyor o da.Şafak dayım:“Bundan sonra yok fiyatına alamayacak.”Necip ede:“Nasıl?”Şafak dayım:“Yumurtalarınızın evinizde tükettiklerinizden artanını ne yapıyorsunuz?Omuzlarını kaldırdı oradakiler.Ürettiğiniz patlıcanları, biberleri, domatesleri, soğanları da Bekir ağaya yok fiyatına veriyorsunuz değil mi?”Başını sallayarak dayımı onayladılar oradakiler .Bundan sonra Bekir ağa havasını alacak.” dedi dayım.“Nasıl?”“Üzümlerinizi ne yapıyorsunuz? Sulu sulu dökülgenleri, ince kabuklu parmak gibi hönnüsüleri…”İç çekti köylüler.Şafak dayım:“Şarap fabrikasının önüne yığıp sıra bekliyorsunuz. Kaç günde sıranız gelirse artık. ‘Bozulmadan alsınlar da kaça alırlarsa…’ deyip veriyorsunuz. Peki yarın şarap fabrikası kapanırsa üzümleriniz ne olacak?“Bilmem…” dedi Cimo kiya.Şafak dayım:“Bundan sonra şarap fabrikalarının kapılarında beklemenize gerek kalmayacak.”“Nasıl?”“Bütün nasılların cevabı burada,” diyerek gazeteyi gösterdi dayım. “Şimdi söyleyin bakalım. Elinizdeki tarlalarınız geçiminizi sağlamaya yetiyor mu?”“Yetmiyor.” dedi üç beş kişi birden.“Neden yetmiyor? Çünkü giderek nüfusumuz artıyor. Diyelim ki dedenizin 120 dönüm kadar ekeneği vardı. Bu kadar toprağı olan adam ağadır. Altı çocuğunun her birine on sekizer dönüme yakın toprak bıraktı ölünce bu ağa. Onun çocukları, yani babalarınız ne yaptı?Tandır başında bilmece sorup eğleniyormuş gibi sırıttı dayımı dinleyenler.“Ne yaptı?” 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri