70 milyona yakın insan, hak sahibi veya sigortalı ile kapsama alanı.Ülkenin her yanına yayılmış 24500 eczane ve 75 bin çalışanı.18 milyar liralık ilaç cirosu.Her gün sistemden alınan yaklaşık bir milyon iki yüz elli bin provizyon.SGK ve TEB arasındaki ilaç alım sözleşmesi kapsadığı insan sayısı, hizmet veren eczane sayısı ve parasal miktar olarak dünyanın önemli antlaşmalarından biri olsa gerek.Böylesine kapsamı ve parasal büyüklüğü geniş bir antlaşmayı hazırlamak, imzalamak, yürütmek kolay olamaz.Artan sağlık harcamaları yalnız ülkemizde değil dünyanın her yanında sosyal güvenlik sistemlerini ve hükümetleri düşündürüyor. Daha kolay erişim, geniş hizmet ağı ile yüksek kalite standartı beklentisini karşılamak mutlak maliyet artışı demektir.Sağlık hizmetleri sunumundan bütün iktidarlar politik kazanç beklerler. ABD Başkanı Obama 2012 de seçilirken daha fazla sosyal devletçi anlayışa sahip sağlık politikası sözü vermişti. Kendi partisi Demokratların Kasım 2016 başkanlık seçimi için parti içi ön seçiminde Hillary Clinton’un gerisindeki rakibi Barnie Sanders, sağlık hakkı ve herkesin sağlıktan eşit bir biçimde yararlanmasını vaat ediyor.Politikacıların ekonomiyi yöneten kısmı ise sağlığı hep kara delik olarak görmüştür. Ülkemizde şurası net bir gerçektir ki sağlık harcamaları her yıl artıyor. Bunun içindeki ilaç harcamaları da artıyor. İlaç harcamaları, artan sağlık harcamaları içinde oransal olarak azalırken, özel sağlık hizmet sunucuları harcamaları hem oransal hem de rakamsal olarak yükseliyor.Bu genellemelerden sonra biraz da ilaç, eczacılık ve eczane alanına bakmak gerekir.TEB ile SGK arasındaki antlaşma 2012 yılında imzalanmıştı. Geçen 3,5 yıllık sürede;Üç yıllık bileşik enflasyon yüzde otuz civarlarına ulaştı.Personel maaş artışı, SSK prim artışları ve diğer gider artışları ise en az bunlar kadar eczane ekonomisine negatif yansımıştır.Bunların yanı sıra ülkenin içinde bulunduğu gündeme de bakmak lazım. Patlamalarla kaybettiğimiz yüzlerce canımız, verdiğimiz yüzlerce şehidimiz, evlerini işlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşımız, sokağa çıkma yasakları, sayıları üç milyona yaklaşan sığınmacılar. Ayrıca demokrasi ve hukuk alanında yaşadığımız çalkantılar.Eczacının içinde bulunduğu koşullar ile ülkenin yaşadığı sorunları göz önüne aldığımızda böylesi önemli bir antlaşmanın yenilenmesi için çokta elverişli koşullar ortada yoktu denilebilir.Bu bakımdan SGK ‘dan çok TEB ve eczacı için bu sözleşme ile sağlanacak iyileştirmeler çok önemliydi .Sözleşme imzalandı, hastanın ilaca erişimi konusunda hiç sıkıntı olmayacak. Zaten eczacında hastasını ilaçsız koyma gibi bir düşüncesi olamaz. Eczacının görevi hastaya ilaç ulaştırmak. Eczacı yaşatmak için yaşamayı düşünmüştür her zaman.Eczacı ve örgütü topluma dayanışma, mücadele ve bir meslek odası nasıl oluru yine göstermiştir.Türk Eczacıları Birliği bu ülkenin üst düzey meslek odaları arasında anılmayı sürdürecektir.
İLAÇ ALIM SÖZLEŞMESİ
.