İki Yüzlülük
HASAN ŞAHİN / yazdı
Yönetim şekline koyduğunuz ismin karşılığı, sizin onun nimetlerinden yaralandığınız anlamına gelmiyor!
Kendinize göre yorumlamış ve o ismi koymuşsanız, oradan neler uyguladığınız ve neler tırtıkladığınıza bakmak lazım!
Önü ve arkası açık bütün kavramların nihai sonucu bireysel menfaate çıkar!
Bireysel menfaatin önünü açmak için kimi zaman kanunlar, yasalar ve birçok Ali Cengiz oyunu büyük kitlelerin önüne yem olarak atılır. Kitleler yararlanmadığı nimetleri görmez ve yararlayanı ateşli şekilde destekler!
Kimi zaman bu destek paranoya seviyesine çıkar, bundan halk eliyle bir de diktatör yaratılır ki, artık iş “ dönülmez akşamın ufkundadır!”
Bu gün İran ve diğer kimi despot yönetimlerin devlet ismi Cumhuriyet’ tir!
Evet!
O karanlığı ve despotizmi kabul eden akılların cumhuriyeti olabilir ve ondan mutluluk yakalayan varsa buna memnuniyet açısından bir itiraz olmaz!
O zaman “Cumhuriyet” kavramının tanımını yeniden gözden geçirmek gerek!
Karşılığı, “ demokrasi ve halkın kendi kendini yönetmek” olarak zihnimize kazınsa da, işin gerçek yanı tam tersidir ve bu işin tersi ile hiç bir zaman bir demokrasi ışığı yakalama şansınız yoktur!
Ülkemize bakacak olursak; hızla bir tek adam mecburiyetinin yanı sıra, partileşen bir devlet aklı gerçeği de gün yüzü gibi ortadadır!
Türkiye bütün kurumları ile tek partili dönemi yaşıyor!
Parlamento da kendilerinin dışında hiç kimsenin ne önergesi kabul ediliyor, ne de doğruları!
Sadece genel başkanların emrine sunduğumuz milletvekilleri var ve o milletvekillerinin Genel başkanların bariz yanlışlarına dahi itirazları yok!
Sonra işin toplamında bütün kurumların işlerliği bir tek adamın iki dudağı arasında duruyor!
Bunu daha iyi anlamak için özellikle iktidar kanadı ve son zamanlarda MHP söze başlamadan önce “ sayın cumhurbaşkanımız” diyerek devamını da aynı sözcükle bitiriyor!
Konu ile alakası olsun olmasın bu böyle..!
İşte bu manzarada yüz yılı geride bıraktık ve bu yeni yüz yıl ne sürprizler getirecek çokta net değil.
Giderek kabuğuna sıkışan bir dünyanın nereden çatlayacağı belli olmasa da, tüm sancılar Ortadoğu’yu gösteriyor!
Diktatörü bol, yoksulluğuna şükredenlerin yaşadığı bir coğrafya nasıl bir doğum yapar, bekleyip, görmek lazım..! www.yenicizgihaber.com