.
Karadenizli vatandaşımıza sormuşlar.“Temel, benzine zam geldi. Litresi 5 lira oldu. Ne yapacağız.”“Bana farketmez” demiş Temel. “Ben her hafta 50 liralık alıyorum.”Durumumuz Temel’in durumuna döndü. Emekli maaşına 18 lira zam geldi. Memur ve işçi zamları da o kadar.Ama hiç birimize farketmedi. Biz halen haftada 40 liralık ekmek almaya devam ediyoruz. Her ay fiyatı ne kadar artarsa artsın 200 liralık doğal gaz kullanıyor, 40 liralık otobüse biniyoruz. Yemeklerde kullanmak üzere 20 liralık et tadı ve kokusu veren et suyu kapsülü alıyoruz. 6 ayda bir 15 liralık tavuk kırıntı alıyoruz. Elektrik ve suyu her ay 50 liralık kullanıyoruz. Banyo sayısını azalttık. Fazla aydınlık gözlerimize dokunur oldu. Gülsüm anne aylık 5 liralık elektrik kullanmaya sabitlendiğinden yatalak hastasıyla karanlıkta oturuyor.Diğer tarafta ne oluyor?Orada işler iyi. Birisi kaşlarını çatarak bağırdı çağırdı. Dolar fırladı. Dolarlar yüksek fiyattan satıldı. Şimdi bağıranlar sustu. Bağıranların yüzünde bir gülümseme. Dolar düşecek. Eldeki liralarla dolar alınacak. Dolarlar katlanacak. Emme basma tulumba gibi. Dolar çıkacak, inecek. Tepenin aşağısındakilerde arabalar yenilenecek, sıfırlanacak. Daha yukarılarda yeni evler, hanlar, hamamlar alınacak. Daha daha yukarıdakiler uçaklarını yenileyecekler. Gökdelenlerine kat ekleyecekler.Gülsüm teyze, Şakir amca bir ampul daha gevşetecek. İşten atılan madenciler kıdem tazminatı peşinde koşarken polisin dayağını yiyecekler, kalp krizi geçirip ölecekler. Büyükleri yeni uçaklar, makam arabaları alsın diye öğrenci daha fazla katkı payı ödeyecek. Portakal üreticisi para etmeyen ürününü ağaçta çürütecek. Esnaf borcunun borcunu borçla çevirecek.Ve bu ülkede işçilerin, köylülerin, öğrencilerin, en çok da esnafın verdiği oyla emme basma tulumbanın kolunu elinde tutan adamlar tekrar tekrar seçilecek.Neden?Çünkü dolar, fiyat artışı bize farketmiyor. Biz her ay 40 liralık ekmek alıyoruz.