.
Geçen haftalar tüm memlekette grip salgını vardı. Etkisi halen sürüyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, grip salgının son zamanlarda arttığını, Türkiye'nin yarısının gribe yakalandığını söyledi. KLİMİK derneğinin yıllık kongresinde konuşan Ergönül, grip türü olan domuz gribinin ise düşüşe geçtiğini, aşıların grip türlerinde en fazla yüzde 20 oranında etki edeceğini kaydetti. Dr. Ergönül salgın yapan grip virüsü türünün Grip B virüsü olduğu söyledi. Bu tipin domuz gribinden daha az ciddi hastalık yaptığını belirtti. Ülkemizde Grip salgını denince aslında aklımıza Kuş Gribi salgını geliyor. Kuş gribi salgını 2005-2008, yılları içinde olmuştu. Dünya Sağlık Örgütünün salgın tam sona ermeden Şubat 2007 içinde yaptığı açıklamaya göre Kuş gribi, 412 insanımızın ölümüne neden olmuştu. Aynı açıklamada Dünya çapındaki bu salgında en çok ölümlerin, Endonezya, Tayland, Vietnam, Mısır gibi ekonomisi zayıf olan ülkelerde olduğu görülüyordu. Türkiye de bu ülkeler arasına girmişti.Ülkemizde en çok ölümler Doğu Anadolu bölgesinde oldu. Ölenlerin çoğu, ekonomik olarak zor durumda olan fakir, fukaraydı. Çünkü beslenmeyle, bağışıklık düzenin doğrudan bir ilgisi vardır. Proteinden zengin beslenmeyen, et, süt, yoğurt, yumurta ve balık tüketmeyen bir insanın mikropla bulaşan hastalıklarla mücadele etmesi çok zorlaşır. Çünkü bağışıklık düzeni esas olarak proteinleri kullanır. O yıllarda özellikle tavuklar aracılığıyla geçtiği düşünülen salgın nedeniyle resmi rakamlara göre 2,5 milyon tavuk itlaf edilmiştir. Kırsal alanın temel protein ihtiyacını karşılayan tavuk eti ve yumurta üretimi hızla sıfıra yaklaşmıştır. Tavuklar kuş gribi yayılımını artırır denilerek itlaf edilmiştir. Aslında uçamayan bir hayvan olan tavuğun bu yayılıma ne kadar neden olacağı da çok araştırılmamıştır. Köyde fakir fukaranın tek, hayvansal protein kaynağı bu şekilde ortadan kaldırılmıştır. Yani bir taraftan iyi beslenemediği için hastalığa yakalanan insanların hastalıklara karşı mücadelede en önemli silahı ortadan kaldırılmıştır. Bu olayın sosyal boyutları tam olarak ortaya konmasa da, kırsaldan şehirlere göç bu süreçte daha da artmış, tarımsal ve hayvansal üretimde büyük düşüşler olmuştur.Grip aşısı, insanları grip hastalığından belli bir noktaya kadar koruyor. Temel korunmayı vücudun bağışıklık düzeni sağlamış oluyor. Bu noktada beslenmenin iyi olması ve iyi koşullarda bir barınmanın sağlanması gerekiyor. Halk arasında yanlış bir kanı olarak ayağı çıplak gezen kapıcı veya Abdal çocuklarının hiç hasta olmadığı sanılır. Oysa biz Çocuk doktorları en çok hastanede ölümcül mikrobik hastalıklara bu çocukların yakalandığını biliriz. İşsizlik oranın yüzde yirmilerde gezdiği, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ülkemizde çocuklar ve yaşlılarda vücudun, grip gibi mikrobik hastalıklara karşı mücadele etmesi de zordur. Kuş gribi salgının yaşanalı 7-8 yıl geçmiş. O zamandan günümüze vatandaş için yaşam koşulları daha da zorlaşmıştır. Zayıf bir Grip virüsü, insanlarımızı bu kadar yatağa düşürdüyse, daha kuvvetli bir virüs tipinin yapacağı salgının sonuçlarının çok ciddi olacağı açıktır.ercankosmanoglu@hotmail.com