Geciken adalet adalet değildir

.

Feray cinayete kurban gitti!BEKİR ŞAHİNMersin’de 2017 yılı Eylül ayında, bir hain tarafından alçakça katledilen, evimizin tek kızı, gülü, çiçeği, üniversite son sınıf öğrencisi, mimar adayımız Feray Şahin için 10 aydan buyana halen güvenimizi ve ümidimizi yitirmek istemediğimiz yargıdan, Adalet bekliyoruz. Ve cinayetin aydınlanmasında büyük katkısı olan İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun raporunun dikkate alınarak, artık karar verilmesini ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Çünkü “Geciken adalet, adalet değildir” sözü zihinlerimizi tırmalıyor…Gencecik kızı katleden hain, cinayeti, geride iz bırakmayacak şekilde çok profesyonelce işleyerek delilerin bir kısmını karatmış, bir kısmını yok ederek kendini az bir ceza ile kurtarmanın hazırlığını aslında ta başından yapmıştır. Çünkü cinayetle ilgili delilerin yok edildiği, karartıldığı Adli Tıp ve kriminal kurumlardan gelen raporlarla belgelenmiştir.En son İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen ve 6 profesörün hazırladığı rapor, Feray’ın uzaktan atış ile öldürüldüğünü belirtiyor. Daha önceki duruşmada talep edilen bu rapor Haziran ayının ilk haftasında mahkemeye ulaştı ve 19 Haziran tarihli duruşmada ise son derece önem arz eden bu raporda dikkate alınarak savcının mütalaa vermesi bekleniyordu.Fakat mahkemenin savcısı o tarihlerde izine ayrıldığı için 19 Hazirandaki duruşmada mütalaa hazırlanamadığından, duruşma 19 Temmuza ertelenmişti.İzni biten savcı19 Temmuz’daki duruşmaya katıldı ve önceki tavrından uzak katilin ifadeleriyle tıpa tıp aynı mütalaa hazırlayarak, 6 profesörün belirlediği raporu göz ardı etmesini ise dikkat çekici bulduk. Aynı şekilde savcı mütalaasında, Adana Adli Tıp Kurumundan ve kriminalden gelen raporlarda belirtilen delil karatma ve yok edilmelerden bahsetmedi. Polis bilirkişilerinin çelişkili yorumlarından ve maktulün avukatlarının buna itiraz etmesinden bahsetmedi. Feray’ın direk ölümcül noktasına isabet ettirilen merminin izlediği istikamet ile katilin ileri sürüdüğü duruş yerinin birbiriyle uyuşmadığından, katilin durduğu yer ile Feray’ın vurup düştüğü noktanın bir biri ile uyumsuz olduğundan bahsetmedi. Tanık olarak dinlenenlerin hiçbiri katili tanıdığını söylemedi. 112 görevlilerinin söylemi ile katilin yaptığının birbiriyle zıt olduğundan bahsetmedi. Alkol yamanından bahsetmedi. Yine savcı en önemli delil olan Feray’ın tırnak arasında katilin DNA sının görülmesi gibi birçok belirgin, somut delil, belge ve bilgileri yok sayması bizlerden büyük hayal kırıklığı vede kocaman soru işareti bıraktı. Delilleri bilerek, bilinçli olarak yok eden veya karartan katilin, ileri sürüdüğü iddiaların birçoğu zaten asılsız ve yalan çıkmıştı. Peki, böyle asılsız, yalan bir savunmaya dayalı somut belge ve bilgileri yok sayılarak, suçu bilinçli taksir olarak yorumlayan bir mütalaa hazırlanabilir mi.Bu anlayışa, yoruma, gencecik bir kızın katliamını karartmaya, basitleştirmeye, katli aklamaya dönük tavrınıza itirazımız var savcı bey. Bir Savcının görevi katili aklamak olmamalı. Bu vicdanları yaralar, sızlatır, öfkelendirir. Katili az bir ceza ile cezalandırmaya, hatta bize göre aklamaya yönelik bu mütalaayı asla kabul etmiyoruz itirazımız var. 18 Eylül‘deki duruşmada ve daha sonraki yargıç sürelerinde katil hak ettiği cezayı alana kadarda davamızın peşini bırakmayacağız.Kasten öldürmekten halen tutuklu olan katilin en ağır cezayı alması için, tüm yasal yolları, itirazlarımızı, sonuna kadar kullanacağız. Ve bu yöndeki ısrarımız, kararlılığımız sürecektir.Hayatımızda ilk defa mahkeme salonunda gördüğümüz, aile ve akrabalar, arkadaş çevresi, okuldaki arkadaş çevresi ve kaldığı binadaki komşuların hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği katilin, düzmece yalan ifadeleri, doğrultusunda cinayetin, özünden uzak, eksik, yarım, üstün körü yapılan soruşturma, aile olarak bizleri yıkmış ve ikinci kez öldürmüş ve mağdur etmiştir.Çünkü olayı karartmaya, hatta kapatmaya ve basitleştirmeye dönük bir soruşturma yapılmıştır. Bu kadar vicdansızlık ve acımasızlık olamaz.Çünkü soruşturmada 23 yaşında gencecik, üniversite son sınıf öğrencisinin lehine hiçbir çalışma, soruşturma, inceleme yapılmamış, ancak tamamen katili aklamaya, hatta korumaya yönelik bir dosya hazırlanmış. Tüm bu iddialarımız, düşüncelerimiz, dosya tarafsız gözle incelendiğinde soruşturmayla ilgili iğrençlik, haksızlık ve hukuksuzluk çok açık ve net olarak görülecektir.Feray, dünya güzeli, samimi, candan, dürüst, okulunda ve bölümünde çalışkanlığıyla bilinen, sosyal aktivitelerde yer alan, duygu dolu hümanist, candan, bu nedenle de konuşmalarında hep canımlı, cicimli konuşan, hanım efendi gencecik kızdı. Staj yaptığı Mezitli Belediyesi’nde çalışma arkadaşları tarafından sevilen, kaldığı yurtta ve evde yine herkes tarafından sevilen tertemiz gencecik bir kızdı. Ancak onun böyle bir cinayete kurban gitmesi, hem bizleri, hem de onu tanıyan tüm arkadaşlarını, sevenlerini yasa boğdu, büyük üzüntüye sevk etti. Çünkü Feray böyle bir ölümü hiç hak etmedi.Gencecik savunmasız, silahsız, suçsuz, günahsız kızımızın, maalesef bu iyi niyetini art niyetle kullanan, bir hain onu alçakça katletti. Hani katil, Feray’ı çok sinsice bir tuzağa düşürerek, adeta rehin alarak istediği alçaklığı kabul ettiremeyince, yapamayınca, oracıkta katletti.Eyy alçak adam; Bu erkeklik değil, dostluk değil, hele hele arkadaşlık hiç değil, bu düpedüz kahpeliktir, hainliktir, alçaklıktır. Ve bu düpedüz kasten, bilerek, planlayarak gencecik bir insanı hunharca, gaddarca, canice, alçakça katletmektir.Evet, bu bir katliamdır…İşte bu nedenle biz bu alçak katilin ve bu olayın peşini bırakmadık, asla da bırakmayacağız. Katilin o sinsi oyunlarını, profesyonelce uydurduğu ve ileri sürdüğü yalanlarını, cinayeti karartmaya yönelik senaryolarına asla inanmadık, ciddiye de almadık. Yapılan üstün körü soruşturmalara rağmen olayın peşini bırakmadık. O alçak, cani katil, hak ettiği en ağır cezayı alana kadarda asla peşini bırakmayacağız.O yalan makinası, delileri yok eden, karartan, gizleyen, katilin, sinsi planları, oyunları, senaryoları bizleri asla yanıltmayacaktır. Kızımızın kanının yerde kalmaması için, katil işlediği bu cinayetin bedelini en ağır şekilde alacağı ceza ile ödeyene kadar davamızın takipçisi olacağız. Katile indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talebimizi yineliyoruz ve istiyoruz.Ey hâkim ve savcılar; sayın yargıçlar, karşınıza çıkan kravatlı, takım elbiseli, eli kanlı katil, sizi asla yanıltmasın. Onun o sahte masum görüntüsüne aldanarak, iyi hal indirimi gibi bir yola sapmayın yalan asılsız ifadelerine kanmayın. Mağdur edilen, katledilen savunmasız kadınların, kızların, çocukların, ahını almayın, kanları yerde kalmayacak şekilde, vicdanınızın sesini dinleyerek, adil karar verin. Ve öyle bir karar verin ki, adalet yerini bulsun, vicdanlar bir daha sızlamasın. Adil karar verin ki, emsal olsun ve bu ülkede bir daha kadın katliamları yaşanmasın, hatta her geçen gün artmasın.Türkiye kadın katliamlarıyla, çocuk istismarlarıyla anılan bir ülke olmasın istiyoruz.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri