GAZİANTEPLİ 100 TÜRK BÜYÜĞÜ: 2. Cemil Sait Barlas

.
Barlas ailesi, Gaziantep’in tüm zamanlarında, bu kente güzel insanlar vermiş bir ailedir. Önce bu aileden tanıdığım birkaç kişiyi kısaca saydıktan sonra, benim bir baba kadar değer verdiğim Cemil Sait Barlas’a getireceğim sözü.Mecit Barlas… Antep Savunması yılarında, kentin önde gelenleri canını, ailesini, servetini kurtarmak için savaştan kaçıp Halep’e sığınırken, o tek başına, yaralanan  tüm Antepli mücahitleri tedavi etmek için günde 20 saat çalışıp didinmekten kaçırmamış, tüm yokluklara karşın bir çok can kurtarmış “asıl kahraman” denilebilecek büyük bir insandı.Orhan Barlas… Doktor Mecit Barlas’ın örnek avukat olan büyük oğlu. Onu anlatmak için bir tek örnek vermek yetecektir: Amerika iç savaşı sonrasında Avukatlık Yapmakta olan Başkan Abraham Lincoln, bir duruşma sırasında savunma yapmaya başlamadan önce müvekkiliyle ilgili dosyayı yargıcın önüne bırakarak:“Dosyayı inceledikten sonra kesinlikle emin oldum ki, vekili olduğum kişi temiz bir insan değildir. O yüzden kendisini savunamayacağım Onun o kirli dosyasını mahkemeye iade ediyorum. dosyasını kabul edin. Şimdi ben izninizle, kirlenen elimi yıkayıp temizlemek için lavaboya geçeceğim.”Benim için Orhan Barlas Abraham Lincoln kadar dürüst bir avukat, her şeyden önce de tam anlamıyla mükemmel bir “insan”dı.Beyhan Barlas… Doktor Mecit Barlas’ın, kendisi de doktor olan ikinci oğludur. O da babasına ve ağabeyine layık üstün nitelikli, terbiyeli, yüreği herkese sevgiyle dolu biriydi.Uğurol Barlas’ı nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Hayat dolu cıvıl cıvıl enerjik bir insan. Onunla tanıştığımızda ilk gençlik yıllarımızı yaşıyorduk. O her zaman benden bir adım önde oldu. Kendisini hep özenerek, taktirle karşıladım. Halen İstanbul’da yaşamakta olan Uğurol kardeşimiz, gittiği her yöreye izini bırakmayı bilmiş, o yöreyle ilgili kitaplar yazmıştır. Elbette ki doğduğu kent olan Gaziantep’le ilgili kitapları da az değildir.Ülker Barlas… Yaşı 80’i aşmış olmasına rağmen halen kalemini elinden düşürmeyen bu hanım yazarımızın basılmış bir çok eseri bulunmakta olup son yazılarını Gaziantep Life dergisinde yayınlatmaktadır.Cemil Barlas Güler yüzlü nüktedan, kendine özgü, özel bir insandı. Eski Nakıp Sinemasının böğründeki eczanesinin önünde dikilir, gelen giden eşe dosta, nükteli sözlere dolu selamlar verirdi.Şimdi gelelim Gaziantep’imizin gerçekten 100 büyüğünden biri olan Cemil Sait Barlas’a.İnönü hükümeterinde Ekonomi bakanlığı yapan Cemil Sait Barlas, herkesten önce iyi bir sosyalistti. Dergisinde manşete çıkarılan, hiç birini kaçırmayıp yudum yudum içtiğim yazılarında: “Türkiye’nin tek kurtuluş yolu sosyalizmdir,” düşüncesini vurgulardı hep. CHP’nin ortanın solunu benimsemesinde de büyük katkısı olmuştur bu değerli hemşerimizin.Çocuk yaşından itibaren çok güzel İstanbul ağzıyla konuşmuştur Cemil Sait Barlas. Bunu bir yazısında söyle dile getirir Mithat Enç: “Baba, bak Cemil ağam ammi diyecene, amca dey sââ …” Tabii daha sonraları o da yaşamı boyunca mükemmel bir İstanbul ağzıyla konuşacaktır.Babam Necip Bahri Günenç’le iki kez yolu kesişmiştir Cemil Sait Barlas’ın. Birincisinde partide ayak ayak üstüne atarak konuşmasını gerekçe gösteren babam, “Ayağını burnumuza dayayan bir adam halkın vekili olamaz” diyerek onun 1954’te  ön seçimi kaybetmesine neden olmuştur.Yüreğimi çok acıtan bu olayda kendimi de suçlu bulmuş, babama Cemil Sait Barlas’ın ne kadar değerli bir insan olduğunu ona anlatamadığım için kendini hep kınamışımdır. Çünkü o yıllarda ben henüz 16 yaşında olmama rağmen bu büyük devlet adamını çok iyi tanıyordum. Onun Yayınladığı Pazar Postası dergisinde öykülerim yayınlanıyordu.Ne var ki öykülerimin çıktığı yıllar boyunca onunla yüzyüze gelememiştik. İlk karşılaşmamız Gaziantep’te CHP il binasında oldu. Bana büyük bir arkadaşıymışım gibi davrandı. Yanına oturttu. Övücü sözler söyledi. “Öykülerini dikkatle, severek okuyorum, aferin sana delikanlı, genç yaşta güzel şeyler yazıyorsun. Gelecekte Türk edebiyatının adından söz edilecek bir yazarı olacaksın,” diyerek beni onurlandırmıştı.Babamla ikinci karşılaşmaları Yozgat hapishanesinde olmuştur. İkisi de 1957 seçimleri sonrasında çıkan olaylarla ilgili olarak DP’nin haksız tutumuna kurban gitmiş, idam istemiyle yargılanmışlardı.Bu hapishane birlikteliklerinde babam da onu yakından tanıma olanağını bulmuştu. Bize hapishane arkadaşı Barlas’ı şöyle anlatırdı:Her sabah kalkar kalkmaz ilk işimizin elimizi yüzümüzü yıkamanın yanı sıra dişlerimizi fırçalamamız gerektiğini, sabah jimnastiği yapmamız gerektiğini öğretmişti. Çoğumuza yabancı dil öğretmişti. Okuma saatleri düzenleyerek ünlü Türk ve dünya yazarlarını tanımamızı, sevmemizi sağlamıştı. Dünyada neler olup bitiyor öğrenmemiz gerektiğini öğretmiş, bunun için de Güncel gazeteleri izleme alışkınlığı aşılamıştı bize.”Cemil Sait Barlas, İstanbul’da başladığı  Hukuk öğrenimini Almanya Heidelberg Fakültesinde bitirdi. Hukuk Doktoru oldu. Etibank Hukuk Müşavirliği, İstanbul Asliye Mahkemesi üyeliği, Yedinci, sekizinde dönem Gaziantep Milletvekilliği, Kurucu Meclis Temsilciliği, Ticaret, Ekonomi ve Devlet Bakanlıkları yaptı.1905 yılında dünyaya gelen ve Gaziantep’imizin 100 Türk büyüğünden biri olan Cemil Sait Barlas 10 Ekim 1964 yılında yaşamını yitirmişti. Ruhu ışıklarla dolsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri