.
Allerji biliminde duyarsızlaştırma diye önemli bir tedavi yöntemi vardır. Allerjik hastalığı olan (Örneğin Allerjik burun nezlesi) kişiye duyarlı olduğu maddeden, azar azar enjeksiyon veya dilaltından verdiğimizde, uzun bir süre sonra o maddeye karşı kişi duyarsızlaşır. Artık o maddeyle karşılaştığı zaman, alerji bulguları göstermez. AKP iktidarı da vatandaşı, çevresine karşı duyarsızlaştırmaya çalışıyor.Daha önce ülkenin başına hiç gelemeyen durumlarla karşılaşıyoruz. Reyhanlı’da 53 vatandaşımız geçen sene bombalarla katlediliyor. Adına IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) denen örgüt bu katliamı biz yaptık diyor. Suriye devletine karşı süren savaşta bu örgüt ön plana çıkıyor. Hükümet yetkilileri bu örgüte, terörist örgüt diyemiyor. Suriye’ye TIR’larla giden pek malzemenin bu örgütün eline geçtiği söyleniyor. Bu örgüt liderlerinin Türkiye’de defalarca tedavi edildiği anlatılıyor. İşin daha kötü tarafı ülkemizden üç bin civarında gencin, bu örgüte katıldığı söyleniyor. Ülke tarihinde görülmemiş bir olay; en son Musul Başkonsolosluğumuzu basarak 49 elçilik görevlisini rehin alıyorlar. Sayıları otuzun üzerinde TIR şoförümüz bu örgütün elinde rehine durumda. Hükümet tam bir vurdumduymazlık içinde. Dışişleri bakanı Davutoğlu hala “kimse Türkiye’nin gücünü test etmeye kalkmasın diyor. Her konuda konuşan Başbakanın sesi çıkmıyor. Yandaş medya da bu örgüte terörist örgüt diyemiyor. IŞİD militanları, Musul’da 1700 polisi Şii diye katledip üzerine fotoğraf çektiriyorlar. Türkmen şehri Telafer IŞİD’in eline geçiyor. Milyonlarca Müslüman, kendine Müslüman’ım diyen bu örgütün ölüm tehdidi altında. Neymiş Sünni IŞİD, Şii Müslümanları katledecek. Ortadoğu’da, ulusları parçalayıp, mezheplere bölerek, kardeşi kardeşe kırdıran emperyalizmin geldiği son nokta budur. Zaten Büyük Ortadoğu Projesini amacı da bu değil miydi? Devletleri mümkün olduğunca küçük parçalara ayırmak. Üç yıl önce Suriye’de savaşa ülke olarak müdahil olmamız gerekiyordu. Güya orada Özgür Suriye ordusu diye bir ordu vardı. Bu orduyu halkın desteğini almıştı. Şu anda böyle bir ordunun, üfürük bir ordu olduğu gerçeğini yaşıyoruz. Suriye halkının büyük çoğunluğu Beşşar Esad’ın arkasında.Savaş gelmiş kapımıza dayanmış. “Bize bir şey olmaz” diyemeyiz. Çevremizde yaşanan savaşa duyarsız kalamayız. Mezhep ayrımı ülkemizde de yapılıyor. Bunun ne kadar kötü bir şey olduğunu, geçen bir haftada yaşananlar bize gösteriyor. Alevi-Sünni, Türk-Kürt-Arap tüm halkımız olarak Irak ve Suriye’de yaşanan savaşın arka planını görmeli emperyalistlerin oyununa gelmemeliyiz.