Diren İşçi Sınıfı…

.

Başbakan Tayyip Erdoğan, iki ay önce işçi ve işveren kuruluşlarını kastederek “aranızda anlaşın, bu meseleyi çözün” dedi. Sanki İşçi ile işveren ille de bu konuda anlaşmak zorundaymış gibi. Yetmişbeş yıllık bir hak olan kıdem tazminatı hakkı, alavere, dalavere ile ortadan kaldırılacak bir hak değildir. 12 Eylül 1980 faşist darbesi zamanında bile bu hakka dokunulmamıştır. Fakat bu darbeden beri, örgütlenme özgürlüğü, toplu sözleşme ve grev hakkı önünde büyük engeller var. Var olan haklar bile doğru dürüst kullandırılmıyor. AKP hükümeti 12 Eylül 2010 referandumunda, özgürlük getiriyorum, diyerek emekçilerin haklarına yeni kısıtlamalar getirdi.  Artık işçinin elindeki bütün haklar ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Çevremize bir bakalım; hangi işyerinde işçiler sendikalarda örgütlenmiş, grevler yapılıyor mu? Gazeteleri şöyle bir tarayalım, böyle bir haber bulamayız. Bulduğumuz haberler; şu fabrikada sendikalaşmak isteyen işçiler işten atıldı, işyeri önünde işçiler direnişe geçti, direniş çadırı kurmak isteyen işçilere, polis biber gazıyla müdahale etti. İşçilerin direnişi sonunda kuruldu..ve kurulamadı gibi haberler az da olsa vardır. Böyle bir ülkede demokrasinin d’sinden bile söz etmek güçleşiyor.Hükümetin öngördüğü yasa tasarısında, kıdem tazminat diye bir şey kalmıyor. İşçi ancak 15 yıl sonra fonda biriken parasını alabilecek, onu da ancak şu andakini üçte biri oranında alabilecek. İş­çi Sınıfımız asıl bü­yük hak kay­bı­na ise kesin­ti ora­nın­da uğ­ra­ya­cak. Ha­len her bir yı­la 30 gün­lük kı­dem hak­kı el­de eden iş­çi­ler ye­ni sis­tem­de 30 gün ye­ri­ne 11 ila 22 gün kı­dem ala­bi­le­cek­ler. 1975 yılında kazanılmıştı, 30 günlük süre ve 1 yıl çalışmanın sonunda kıdem tazminatına hak kazanılması. Yıl 2013 işçiyi al çalıştır, üç beş yıl sonra at, tazminat falan da verme oh ne güzel… TOKi’den ev alacak işçiye fondan biriken parayı kullanacak gibi bazı maddeler ile işçi avutulmaya çalışılıyor.  İş yasasına rağmen, Çalışma Bakanlığının yeterli denetim yapmadığı, işçilerin ortalama haftalık çalışma sürelerinin 60 saati bulduğu, iş kazalarında günde dört-beş işçinin hayatını kaybettiği ülkemizde,  işçi sınıfı mengeneye alınan demir gibi her yönden sıkıştırılıyor. 12 Eylül darbesinden sonra Tekstil İşverenleri Sendikası başkanı Halit Narin, işçileri kastederek “bu güne kadar siz güldünüz, bunda sonra biz güleceğiz” demişti. Gerçektende öyle oldu.Kıdem tazminatını kaldırmak için şartların yeterince olgunlaştığını düşünen hükümet’e karşı, İşçi sınıfımız her yerde, bu yasa tasarısının yasalaşmaması için, eylemlere başladı. Tutunacak son dalın elinden alınması istemiyor işçi sınıfı. Bu yüzden kıdem tazminatı hakkı, cansiperane savunuluyor. Başka çıkar yol yok… 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri