24 Ocak 2020 20:55 sularında memleketim Gaziantep, Elazığ, Malatya çevre iller depremle yüzleştik.
Önce başım dönüyor sanıyorsun. Bakıyorum avize, ranza, şişedeki su sarsılması gözle görülür derece artıyor. Apart topar pijama, terlik atletle konu komşu can havliyle sokaklara koşuyor. Kulaklarım çığlıklar ile inliyor bağırış çağırış. Gözler fal taşı gibi olmuş. Tanışıklığı olmayan insanlar yol ortasında kırk yıllık ahbap gibi birbirini teselli ediyor. Ellerde telefon eş dostlarını arıyor telefonlar kitlenmiş durumda… Hava buz gibi -4 derece korkudan soğuktan dan titriyorsun adeta.
Televizyonlar son dakika haberi veriyor canlı yayında.. Enkazdan bahsediyorlar yok öyle küçük geldi geçti olmadığını ilerleyen saatte anlıyorsun. Ölü sayısı 2 diyorlar şükür! Çok değilmiş “Allah rahmet eylesin” gece tedirginsin tekrar olur mu acaba evinde yastık altındaki gizi saklı bölmelerdeki paraya pula aklın kayıyor gece deprem olursa alıp kaçarım diye yanıma koyayım diyorsun yarım, zoraki korku ve endişeyle uyuyorsun. Sabah haberlere bakıyorsun ki Elazığ ve çevresinde 6.8 büyüklüğünde 22 saniye süren sabaha kadar da defalarca artçı sarsıntının sonucu; 45 ölü, 1607 de yaralı 1521 hasarlı yıkık dökük bina durum vahim. AFAD, UMKE ekibi, sağlık personeli, polisi jandarması seferber oluyor, yardım kampanyaları ünlü isimler devlet büyükleri sağduyu çağrısında bulunuyor.
1521 ev başlarına yıkılıyor. Yaşanmışlıklarıyla, anılarıyla kerpiçten olan evleri yerle yeksan oluyor. Genç kız’ının naftalin kokulu el emeği çeyizleri, oturduğu koltuk takımının halen bitmeyen taksiti, annenin 30 yıllık hatıralarla dolu evlendiği günden bu yana sakladığı yaldızlı kahve fincan takımı, kıt kanaat çocuğuna aldığı okul forması kitapları, özene bezene dizdiği yuvası yok olmuş aileler yazarken dahi içim ürperiyor.
Azize Çelik öyle yürekli, öyle güçlü bir kadın ki enkaz altında telefon ile AFAD ekibine konuşarak yanındakilere moral veriyor..
Yiğit Bir baba düşünün göçük altında 2,5 yaşındaki çocuğunun üstüne kapaklanıyor. Sonuç baba ölüyor çocuğu hayatta.
Derin bir sessizliğin içinde kulakları yırtan çığlıklar kalıyor geride..
Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim, olmalı zaten. Olmazsa “insan” olmaz yüreğim. “Ahmet Arif”
Işıklar içinde uyuyun. Allah Rahmet Eylesin güzel yürekli insanlar…