15 Temmuz askeri darbe girişim engellendi. Bu defa diktatörlüğün tahkimi ile karşı karşıyayız. Normal olan eğer bir askeri darbe engellenmiş ise, bunu demokratikleşmenin dayanağı yapmaktır.Ama bizde OHAL ilan ediliyor.Linç, şiddet, baskınlar, gözaltı ve tutuklamalar, hukuksuzluk artarak devam ediyor.Uygulamalar ancak darbe sonrası rastlanabilecek uygulamalardır.Klikler arası iktidar savaşı; halkın, işçi ve emekçilerin ezilmesinde olanağa dönüştürülüyor.Askeri darbe girişimi engellenmiş ve bastırılmışsa demokrasiye sarılmak ve demokratik kanalları açmak gerekir.Darbelerin hazırlanmasına neden olan koşulları ortadan kaldırmak için başta Kürt sorununun demokratik çözümü olmak üzere, basın, düşünce, örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması, demokratik güçlerin taleplerinin karşılanması gerekir.Oysa hukuksuzluğun, baskı ve şiddetin iktidar eliyle sürdüğü, bunun olağan sayıldığı bir hafta yaşadık.Yandaşlarını milliyetçilik, bayrak, ezan, din üzerinden motive ediyorlar.28 Şubat darbecilerinin “Bin yıl sürecek” dedikleri sürecin aktörleri el değiştirmiş gibi. Ve bu defa gerçekten de bunu sonsuza kadar sürdürebileceklerini düşünüyorlar.***Tek kişi diktatörlüğünden askeri diktatörlüğe evrilme süreci engellenmiş oldu ancak artık tek kişi diktatörlüğünün sürecinin hızlandırılacağı görülüyor.Bunun nereye varacağını belirleyecek olan ise yeni demokratik bir işçi ve halk hareketinin geliştirilip geliştirilemeyeceğidir.Sosyalistlerin, demokratların, Kürt demokrasi hareketinin karşı karşıya bulunduğu esas sorun ve sorumluluk budur.Geniş bir direniş ve demokrasi cephesine ihtiyaç var ve bu hemen bugünden lazım!Zira 15 Temmuz askeri darbe girişimi bastırılıp, şiddetle ezilince bu demokratikleşmenin vesilesi edilmek yerine AKP iktidarının eli daha da “güçlenmiş” olduğundan pervasızlığı arttırdı.Darbeye ve diktatörlüğe karşı bir cephenin açılamaması ile, meydan AKP’ye ve onun diktatörlük güçlerine kalmış bulunuyor.Darbe engellemiş hükümet ve kendisine oy vermişlerin kahramanlaştırılması için tüm olanaklar seferber ediliyor.Hukuksuzlukta sınır tanımıyorlar.Darbeyi engelleyen kahramanlar edasıyla diktatörlüğü tahkim etmenin hesabı içindeler.Kısıklı’daki evi mabede çevirme çabaları sürüyor.OHAL’in uygulanması ve bu 3 aylık sürecin bitiminde yeniden uzatılabileceğine dair açıklamalar sürecin nereye vardırılacağını gösteriyor.Her şey ayan beyan…Fazla söze gerek yok.Analiz edilemeyecek, sonuçlara varılamayacak bir durum da yok.AKP iktidarının baskı, şiddet ve sömürüyü daha da ağırlaştırarak sürdürdüğü bir iktidar altındayız.***7 Haziran seçimlerinin yok sayılıp, HDP’nin ve dolayısıyla demokrasi güçlerinin demokratik/parlamenter alandaki başarısının püskürtülmesi süreci şimdi artık başka bir aşamaya ulaşmış bulunuyor.Başkanlık sisteminin yeni versiyonları, onu dayanak edecek yasalar, diktatörlük anayasası, idam…Aslında 7 Haziran sonrası süreç AKP tarafından yönetilmekle beraber bir devlet operasyonu olarak işletildi ve başta MHP olmak üzere CHP de dahil edildi.CHP merkezi, darbe girişiminden önceki sürece kadar AKP’nin Kürtlere yönelik hemen tüm politikalarına destek ve güç vererek AKP’nin pervasızlığına olanak tanıdı.MHP, 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin gerisinde kalıp dördüncü parti haline gelmiş olmayı hazmedemedi ve daha ilk günden yeniden seçime gidilmesini istedi. AKP’nin HDP’yi, Kürt halkını ve demokrasi güçleri ezmesine kayıtsız koşulsuz teslim oldu.Sonuçta AKP ve Erdoğan 7 Haziran seçim sonuçlarının ortaya çıkaracağı bir hükümet yerine bugünkü koşulları hazırladı.Darbe koşullarını hazırlayan da AKP iktidarıdır.Ancak ne denli güçsüz bir hükümet/iktidar olduğu da görüldü. İşçilerin, emekçilerin ve halk güçlerinin birliği, mücadelesi ve direnişi karşısında hak ettiği yeri alacak bir iktidar…
Darbe girişimi ezildi, diktatörlük zafer kutluyor
.