Dank

.
İktidar giderayak servet transferini hızlandırmak için düğmeye bastı. Ülke üretiminin yüzde 80’i, ülke nüfusunun yüzde 10’unun cebine akıyor. Dolar milyarderlerimizin sayısı Avrupa ülkelerinin milyarder sayılarını geçti. Yabancı sermayenin eline geçmiş bankalarımız çok şükür(?) her yıl eski parayla katrilyon kâr yaptıklarını övünerek gazetelere ilanlar vererek kutluyorlar. Bizim algı operasyonuna açık vatandaşımız da bankaların bu kârının kendi cebinden çıktığını düşünmeden kredi faizi ödemekle, borcu borçla çevirmekle meşgul.  İşçi ölümlerinde dünya rekoru bizde.Orta Çağların vahşi üretim yöntemleri kullanılarak insan emeğinin sömürülmesi üzerine kurulmuş bir düzende umutları öbür dünyaya ertelemiş insanlar.Türkiye’nin en eski kuralıdır. Devlet birisine “Yürü ya kulum” demeden kimse zengin olamaz. Zengin olmanın en azından başlangıcı devlete iş yapmakla başlar. Ardından hükümetle halvet olma ve siyasi ilişkileri ticari kazançlara dönüştürme işi başlar.Bu kirli ilişki kazan-kazan formülü ile yürütüldüğünden ve bu ilişki sırasında kaybedenlerin durumlarının farkında olamamasından istifade, servet aktarma işi büyür. Artık durum o hale gelir ki, ne veren ne alan yaptığı işten utanmaz. Utanmadığı gibi, “Durun len ne oluyor” diyenlere de aldırmaz. Onlar için “Solcu, bölücü, algıcı” gibi siyasi etiketler hazırdır.Bir bankayı silkelerler, hop bir gecede kimin cebine girdiği aslında belli olan 20 milyar buharlaşır. Biri bir şey söyler, dolar, avro yukarı, altın aşağı. Dolarlar altına dönüşür. Ertesi gün “pardon” derler, altınlar geri katlanarak dolar olur.Üç kuruş maaş için 12 saat çalışan, tek itiraz yöntemleri grev hakları bile ellerinden alınan işçilerden aldıkları oylarla kazan-kazan ilişkilerini arsızca sürdürürler.Okumuş yazmış muhalefetin, direnişin merkezinde olan mimar, mühendis, eczacı, tabip odalarının, baroların, sivil toplum kuruluşlarının akıllı muhalefetini, kendi akılları yetmeyeceğinden büyük olasılıkla dışarıdan kopya alarak hazırladıkları torba yasalarla kırmaya çalışırlar.Her şey “daha fazlası” içindir. Bu gözü dönmüşlükte insanın, onurun, dürüstlüğün, maneviyatın zerresi bile kalmamıştır artık. Bu duygular sadece oy depolarını heyecanlandırmak için söylenen masallara dönüşmüştür.Sonra bir şey olur. İşler ters gitmeye başlar. Talana, kıyıma karşı sesler yükselir. Örgütlü insanlar daha cesur konuşmaya, yazmaya, çizmeye başlar.Oy depoları kafalarında “Dank” diye bir ses duyar.Duyar mı? 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri