.
Cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimlerine endekslenmiş halde, başta AKP olmak üzere tüm sistem partilerince bir kamplaşma atmosferi içinde gerçekleşen yerel seçimlerden hemen sonra startı verilmiş olan, cumhurbaşkanı seçimi süreci başladı.Ancak, ilk defa halk tarafından seçilecek olan cumhurbaşkanlığı makamı AKP tarafından, halk eliyle seçilmiş bir diktatörlüğe dönüştürülmek isteniyor.Yerel seçimde, garanti bir sonuç elde edemediğini bilen AKP Hükümeti, muhalefetin tablosunu göz önünde bulundurarak, cumhurbaşkanlığı için “Çantada keklik” havası yaratmayı sürdürüyor.AKP Hükümeti tarafından henüz resmen bir açıklama yapılmamış olsa da, Başbakan Erdoğan tüm dizginleri elinde tutarak cumhurbaşkanı olmak istemektedir. Erdoğan, Hükümeti, iç ve dış politikayı, Kürt sorununda sürdürdüğü, ama bir arpa boyu yol katetmediği “çözüm süreci”ni, ekonomiyi, siyaseti tek elden yürüteceği fiili bir ‘Türk Modeli’ne hazırlanmaktadır. O, kentsel dönüşümden, parkların düzenlenmesine, boğaz köprüsünden, çılgın projelere, yaşam tarzından, kadın sorununa, emek sorunlarına kadar her şeyi yöneteceği bir başkanlık, olmazsa, yarı başkanlık modeliyle ‘etkili bir cumhurbaşkanı’ olmakta oldukça kararlı.AKP ve Hükümet tüm bireyleriyle bu gidişata esir olmuş durumda. Onlar, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde başbakanlığa ve kabineye kimlerin gireceğini beklemekte, partiye ve diğer alanlara dair yeni düzenlemeye ilişkin de, Erdoğan’ın ağzına bakılmakta, kime ne düşeceği üzerine adeta bahis oynamaktadır.Artık sadece AKP için değil, tüm toplum için sıcak bir tartışmanın içindeyiz.Zira, cumhurbaşkanlığı seçiminin başlangıcı olan 29 Haziran 2014 Pazar günü adaylık başvuruları başlayacak ve 3 Temmuz 2014 Perşembe günü saat 17.00’de son bulacak.Cumhurbaşkanı geçici aday listeleri 8 Temmuz 2014 Salı günü, kesin aday listeleri ise 11 Temmuz 2014 Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanacak. Böylece kesinleşmiş adaylarla birlikte propaganda dönemi de başlamış olacak.54 ülke ve 103 temsilcilikte yapılacak olan seçimler için gümrük kapılarında oy verme işlemi 26 Temmuz’da başlayacak ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 10 Ağustos’a kadar sürecek. Böylece birinci tur sonuçlanmış olacak. Birinci turda salt çoğunluk sağlanamayacağı şimdiden görülüyor. İkinci tur ise gümrüklerde 17 Ağustos’ta başlayacak ve 24 Ağustos’ta yapılan seçimle süreç tamamlanacak.Aday gösterme hakkı sadece Mecliste grubu bulunan siyasi partilere tanınıyor. 20 milletvekili Cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Sendikalar, meslek odaları, kadın örgütleri, gençlik örgütleri, çevre hareketleri, üretici köylüler, işçi sınıfı partisi ve sosyalist güçler parlamentoda 20 milletvekilleri yoksa ‘halkın seçeceği cumhurbaşkanı’ adayı gösteremiyor.CHP’de ise belirsizlik devam ediyor.Yerel seçimlerde MHP’li, milliyetçi adaylarla ulusalcı, cemaatçı, statükocu ve milliyetçi kesimleri toplamayı hesaplayan, Kürt sorunu, farklı diller, inançlar, kültürler, Aleviler konusundaki inkarcı ve asimilasyoncu tutumundan vazgeçmeyen CHP, cumhurbaşkanlığı seçimi için de aynı fasit daire içinde dönüp dolaşıyor.Ancak Devlet Bahçeli ilk hamleyi yaparak ‘İki üçgeni kesen üçüncü büyük üçgen’ çizerek 3M modeliyle ‘Benim alanımda ben at oynatırım’ diyerek, CHP’nin önüne bir ‘proje’ koymuş oldu. “Daha uygun bir ‘çatı adayı’ çıkarılması halinde ona da destek vereceklerini” açıklayan Bahçeli, “Nazik bir dönem, bunu tek defaya mahsus öneriyorum” diyerek; CHP’yi , ‘Milliyetçi, Muhafazakar, Manevi değerler’ taşıyan aday etrafında birleşerek, yüzde 36 oy alacak olan AKP’ye karşı yüzde 64 oy alacaklarını öne sürmektedir.Bahçeli’nin, Kürt sorunu, Alevi sorunu, emek sorunu, eşitlik, özgürlük ve barış konularında ne düşündüğünü bilmeyen yok! CHP’nin ne yapacağı ise bilinmiyor!Ancak görünen o ki, ilk tur için Mecliste grubu bulunan dört parti de aday gösterecektir.Yine bir bölüm aydın, sanatçı, yazar, akademisyen, genç www.cumhurbaskaniaraniyor.com sitesinde bir çalışma başlattı. AKP, CHP ve MHP’nin “Nasıl bir cumhurbaşkanı’ sorusuna verecekleri yanıt için bu partilere, geçmişlerine ve icraatlarına bakarak bir sonuca varmak zor değil.İşçi sınıfı, emekçiler, ezilen Kürt ulusu, Aleviler, kadınlar, gençler milyonlarca halk için ise cumhurbaşkanlığı seçimi, emek, barış, demokrasi ve özgürlük sorunundan bağımsız değildir.Emek, barış ve demokrasi güçleri yeni bir dönem ve bir kez daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıya. Ve cumhurbaşkanlığı seçiminde, tüm gözler, günümüzün en kapsamlı demokratik ve halkçı cephesi olarak HDP’nin üzerinde.