.
Gaziantep’in Çapalı köyünden Azap Ali’nin oğludur oGeçen hafta tanıtımını yapmaya başladığım Hamdoş’un “Türkiye İşçi Partisine Aşık Oldum” adlı kitabı ile ilgili yazımın birinci bölümünü şöyle bitirmiştim:“Bir günde, üç günde, beş günde anlatılamayacak kadar yoğun bir yapıt. Bu kitapta kırsal kesim insanlarının nasıl ezim ezim ezildiğini içiniz sızlayarak; köylümün işçimin özürlüğe koşuşunu sevinç duyarak okuyacaksınız.”Kitabın arka kapağında benim duygularımı, düşüncelerimi yansıtan bir özet var. Şöyle:Hamdi Doğan diye kimse bilmez onu. Hamdoş diye bilinir. 1965 seçimlerinden önce Türkiye İşçi Partisi adına yaptığı radyo konuşmasında takdim edildiği gibi: “Gaziantep’in Çapalı köyünden Azap Ali’nin oğlu Hamdoş…” Kitabi şemalara sığmayan bir hikâyesi var Hamdoş’un. Sosyalist bir ağanın tesirine kapılıyor, çalışmalarını daha sonra 1970’lerde Sosyalist Devrim Partisi’nde sürdürüyor“Hamdoş’un hikâyesi, sadece “resmî” politika sahasında değil hayatın her alanında fakir fukaranın derdini kovalayan, bu arada güler yüzü hiç düşmeyen, sosyalizme aşkla bağlanmış bir fedainin hikâyesi. Dava adamıyla gönül adamının şahsında birleştiği bir isimsiz kahraman... Hamdoş, bu kitapta hikâyesini tamamen kendi tecrübesinin içinden, kendi lisanıyla anlatıyor. Türkiye’de sol/sosyalist hareketin toplumsal tarihine olağanüstü canlı bir ışık tutan bir yaşam hikâyesi…Arka Hamdoş anlatısı bir de paragraf yer alıyor arka kapakta:“Gülerek çantamdan bildirileri çıkartıp arkadaşlara dağıttım. ‘Yoluna canımı koyduğum TİP’e âşık oldum. Onun için köy köy dolaşıyorum. Karımı, çocuklarımı bırakmış sabah akşam adam bulmak için çırpınıyorum.Buna aşk denmez de ne denir?”Yazarın özgeçmişi ise kitabın sonunda şöyle özetlenmiş:1937'de Töreli Bavakır köyünde doğdu. O, 40 günlükken ailesi Bostancı köyüne, 12-13 yaşlarında da Çapalı köyüne yerleşti.Irgatlık, çobanlık, azaplık (marabalık), işçilik yaptı. 1962'de sol-sosyalist hareketle tanıştı, TİP'e katıldı. Boran ve Aybar'la çalıştı.Gaziantep'in yanı sıra Adıyaman, Malatya, Hatay, Adana, Urfa'da TİP için faaliyetlerde bulundu. TİP'in bölünmesinden sonra Aybar'la devam etti.
1972'de Sosyalist Devrim Partisi'nde hem kurucu hem yürütme kurulu üyesi olarak çalıştı. Partinin pek çok ildeki teşkilatını kurdu.ALLAH, HACINI KABUL EYLESİN EKŞİKARAHamdoş anlatıyor… Çapalı ile Gaziantep’in arasında kese bir yol vardır. Bugünün Karataşı’dır orası. Bugün oturmaya kiralık ev bulunamayan bu yöreden geçmek için yürek isterdi. Hele bir de çocksanız… Babanız bir külek yoğurdu satmanız için eşeğe yükleyip önünüze katmışsa.... Kafileyle birlikte ecel terleri döke döke çaresiz geçecekiniz, yolu yola, İzi ize benzemeyen o Karataş’tan.Zamanında Mazmahor köyünde yaşar, Mamet Ekşikara adında biri varmış. Bu Ekşikara kalkmış, kentte en akıllı kişi olarak bildiği Doktor Mecit Barlas beye akıl danışmaya gitmiş.“Beyim,” demiş ona. “Durumun iyi. Mahsulüm de iyi geldi. Bana bir akıl ver. Hacca mı gideyim yoksa başka bir şey mi yapayım?”O zaman ikisinin arasında şöyle bir konuşuk geçmiş.“Köyünün yolu var mı?” diye sormuş Doktor. “Yok,” demiş. Ekşikara.“Suyu var mı?” Suyu da yok.“O zaman sen köyüne yol yaptır, su getirt, okulu yoksa okul yaptırt. İşte o zaman en büyük hacı sensin. Köyünde fakir yok mu, yetim yok mu? Paranı işte bunlara harca. Paranı gidip elin Arap’ına yedireceğine bunlara harca,” diye akıl vermiş.Bu akıl kafasına yatmış Mamet Ekşikara’nın. Karataş denen o eşeklerin gidemediği çığraya işçi tutup zembil zembil çakıl taşıttırmış. Üç-beş kilometre uzunluğunda bir yol yaptırmış. Biz çocuklar eşeklerle bu yola geldiğimizde:”Allah hacını kabul eylesin, mekanın cennet olsun Mamet ağa, diye dua ederdik,” diye bağlamış anlatısının bu bölümünü Hamdoş kiya. Diline sağlık.***Bugünkü köşeme Hamdoş’un “Türkiye İşçi Partisine Aşık oldum” adı anlatısından özelteyip bu kadarını sığdırabildim ancak,. Bir deryadan bir kaşık su sundum size. Ölüm olmazsa, bu üstün yapıtı özetleyip 450’nci sayfasına dek sizlerle bölüşmeyi sürdüreceğim.