Bir Mayıs’ın ardından…

1 Mayıs adı üstünde, İşçi Sınıfı ve Emekçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma Günüdür.  Bu gün tüm dünyada mitinglerle, yürüyüşlerle kutlanır. Ülkemizde 1 Mayıs kutlanması yıllardır sorun olmaktadır. Siyasi iktidarlar, emekçilerin bir araya gelerek bu önemli günü kutlamasını engeller durumdadırlar. 12 Eylül faşist darbesi öncesinde darbeyi hazırlayan ortamı yaratmak için, 1 Mayıs 1977’de CIA ve Kontrgerilla eliyle büyük bir katliam tertiplenmiştir. Beşyüzbin insanımızın toplandığı Taksim alanında kitlenin üzerine, İntercontinental oteli ve Sular idaresi üzerinden ateş edilmiş, panzerlerin de sürülmesiyle 36 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.  Bu katliam halkımızın belleğinde büyük bir iz bırakmıştır. Daha sonra 1 Mayıs kutlamaları tüm yurtta yasaklanmıştır. 1 Mayıslar hep yasaklar ile anılır olmuştur. 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle, 1961 anayasası ile işçilerimizin elde ettiği haklar elinden alınmış, örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakları kuşa çevrilmiştir.  İşçi sınıfı ve emekçilerin verdiği büyük mücadeleler sonrasında Taksim alanı 2010 yılından itibaren 1 Mayısların kutlandığı alan haline gelmiş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü olarak tekrar tatil ilan edilmiştir.  Daha sonra 2013 yılından itibaren Taksim tekrar işçilere kapatılmıştır.  O yıldan beri İşçi sınıfı ve Emekçiler onları siyasi örgütleri Taksimde 1 Mayıs kutlamak için mücadele etmektedirler. Bu mücadele içinde en çok da DİSK Nakliyat İş sendikasının büyük emeği vardır.  Bu yıl geçen seneki gibi DİSK, KESK, TMMOB, TTB Bakırköy sebze pazarında 1 Mayıs kutlanmasına razı olmuşlar, Nakliyat İş ise Taksim konusunda ısrarlı olmuştur. Her türlü askıya rağmen Nakliyat İş üyesi İşçiler Saraçhane parkında 1 Mayıs’ı kutlamışlardır.İki hafta önce yapılan halkoylamasında mühürsüz oyların YSK tarafından geçerli sayılması, halkoylamasını hukuken tartışmalı hale getirmiştir. “Tam kanunsuzluk oluşmadı, mühürsüz oyların dışarıdan getirildiği ispat edilemez” gibi çıkarımların yapılması hukuken geçerliliği olmayan çıkarımlardır.  Tüm bunların üzerine şu anda hükümet, İşçilerin kıdem tazminatının fona devrini yasalaştırmak istemektedir. Kanun Hükmünde Kararnameler ile pek çok kanunla yapılması gereken işlemin yapıldığı bu dönemde kıdem tazminatlarının kaldırılması çok sık dile getirilmektedir.  Kendini bilmez bazı yorumcular da bu sorunun bir an önce çözümünden söz etmektedirler. Bu kendinden menkul kişiler, hep işverenlerden yana yorumlar yapmaktadırlar. Ekonominin iyi gitmesi hep işçilerin az, daha az para almasıyla ilişkilendirilmektedir.Şu anda hâlihazırda Soma örneğinde olduğu gibi, iş cinayetlerinin sürdüğü, işçinin fazla mesailerinin verilmediği, bayram seyran, gece gündüz demeden işçilerin çalıştırıldığı bir düzeni yaşamaktayız. Buna karşı çıkan, örgütlenen işçilere ise bozguncu denmektedir. İş yasalarındaki, hükümler bile uygulanmamaktadır. Örneğin iş yasasında gece mesaisi yüzde elli zamlıdır. Resmi bayramlarda işçi isteği dışında çalıştırılmaz. İşçinin maaşı en çok yirmi gün geciktirebilinir. Tüm bu kanun, kuralları uygulanmamaktadır.  İşveren yanlısı sarı sendikalar işçileri, işveren eliyle örgütlemektedir. Gerçekten İşçi Sınıfını savunan sendikaların örgütlenmesinin önüne ise her türlü engel konmaktadır.Kamu çalışanlarında da durum benzerdir. Hükümet yanlısı konfederasyon olan Memur Sen, neredeyse tüm kamu işyerlerinde, idare eden konumundadır. Çalışanlar bir takım vaatler karşılığında bu sendikalara üye yapılmaktadır. Şu anda ayrıca hükümet için 657 sayılı kanunun, çalışanlara verdiği güvencenin kaldırılması gündemdedir.Tüm bu nedenlerle 1 Mayısları kutlamak ülkemizde çok önemlidir. Taksimde 1 Mayıs kutlamak çok daha önemlidir. İşçi sınıf ve Emekçiler olarak bir araya geldiğimizde neleri başarabileceğimizi işverenlere de hükümete de gösterebiliriz. Haklarımızı korumak, elimizden alınmış hakları tekrar almak ve yeni haklar için, Birlikte Dayanışmamız ve Mücadele etmemiz gereklidir.ercankosmanoglu@hotmail.com