Bir anda ölenler

.

ARİF NACAROĞLU

Diyarbakır’dan Hasankeyf’e gidiyoruz, Batman üzerinden. Batman’a girmeden sağa, Midyat’a doğru kıvrıldık. Çok gelişmiş(?) buralar. Bölünmüş yol Dicle’nin çok uzağına atmış yolcuları. Artık takatleri kalmamış baş sallamaktan petrol pompa beygirlerinin Raman dağı eteklerinde. Kimi durmuş. Kimi bizi görünce şöyle bir kıpırdıyor. “Artık ekonomik değil, çektikleri petrol harcadıkları elektriğe değmiyor” diyor sürücümüz Hasan.  Önceden kıvrıla kıvrıla nehir boyu giderdik Hasankeyf’e. Daha 35 kilometre olmuştu ki ayrılalı Batman’dan, Hasankeyf tabelası göründü sağımızda. Müthiş gelişmiş buralar. Yeni yol sağlı sollu villalarla dolu. Bir de yanlışlıkla “Hasankeyf” tabelası koymuşlar beton kentin girişine. Burası Hasankeyf değil yahu. Yanlışlıkla koymuşlar “Hasankeyf Belediyesi” yazısını çakma taş binaya. Evler villa. Demir parmaklıklı. Ama 10 bin yıldır burada mağarada yaşamaya alışmış uygar insanlar, ıslak beton içinde yaşamaya ne kadar alışır ki. Ne olacak boğa, buzağı, çoluk çocuk ineklerin, kuzuların, koyunların, hindilerin hali. Onlar villa sevmez. Hem de bilmez. En yeni yerleşime bir de cami konduruyorlar esaslı büyüklerinden. Büyük yarışması var memlekette. En büyük caminin yıkılan kubbe tahtalarının altında yitip gitmedi mi daha yeni genç mühendis Antep’te? Bir canın ne önemi var. Sahabe mezarları kalmadı mı Dicle Barajının altında, cemaati Müslim’in mensubu projecilerin projeleri altında.

Caminin yanı seyir terası. Çaylar yarı semaver. Tespihçi üçer, beşer satıyor tespihlerini.  Alıyoruz kalınından betonların arkasına gömülmüş kalesine, yıkılan, ne yıkılması sanki iz bırakmamacasına yerle bir edilen çarşısına, yavaş yavaş sular altında kalan kıyılarına bakıp Hasankeyf’in, “Ya sabır” çekmek için.

“Buraya yapılacak barajla elde edilecek elektrik devede kulak, yüzde 1 tasarruf yapsak büyük projelerin(?) abartılı ışıklarından gitmeyecek Hasankeyf. Gitmeyecek 10 bin yıllık tarih. Amaç başka, yandaşa iş, partiliye aş” diyor belli ki okumuş, yazmış biri.

Henüz tutulmaya başlamış sular biraz aşağıda. Daha biraz var Hasankeyf’in sular altında kalmasına. “Hasankeyf’le birlikte Maldiv Adaları kadar toprak da yok olup gidecek sanki çok bolmuş gibi. Yakında bir karış toprak kalmayacak buğday ekmek için. Elektrik yiyecek çocuklarımız, torunlarımız” diyor bir başkası okumuş, yazmışın, okumasa da okumuştan çok görmüşün.

Utanarak tırmanıyoruz yeni yola doğru Hasankeyf’ten. Sağımız, solumuz beton yığını. Bir de Hasankeyf yazmışlar utanmadan çıkışına.

Mezarlık. Yeni. Mermer. İp gibi dizilmiş taşlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri