BIKTIRAN KONULAR...

.
Evet dostlar, bu gün gerçekten yazıla - çizile bıkkınlık veren konulara kısa kısa değinmek istiyorum. Zira çok basit konular bile çözülmediği sürece yeni sorunların doğmasına sebep oluyor. Siz değerli okuyucularımızı sıkarsam beni şimdiden bağışlayın.Sorun 1- Engelli ve yaşlıların toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlan(amama)sı...Bu uygulamanın planlayıcıları ve denetleyicilerinden birisi lütfen herhangi bir güzergahta Dolmuş veya Halk otobüsüne binsin ve sorumsuzluğu ve saygısızlığı gözleri ile görsün. Duraklarda bekleyen yaşlı veya engelli biri varsa bu araçların durmadan geçişine, fazla yolcu görünce duran dolmuş ve halk otobüsü şoförlerinin kazara binebilen yaşlılara ve engellilerimize nasıl hakaretler ettiğine tanık olsun. Kendisini onların yerine koysun veya o insanların kendi ana- babası olduğunu şöyle bir düşünsün. Bu saygısızlığı ve hakaretleri kabul edip edemeyeceğini bizlerle paylaşsın.Sorun 2- Kentsel dönüşüm ( bölüşüm) meselesi...Mavikent konutları sakinlerinin yaşadıkları mağduriyetlere ve sıkıntılara kayıtsız kalanların bir gün orada yaşayan bir aileye misafir olmasını tavsiye ediyorum. Bütün zorunlu ihtiyaçlarını 2 kilometre uzaktaki Akkent mahallesinden temin eden bu insanların bir ekmek için bile bu kadar yolu gittiklerini görüp de utanmazsa sözümüzü geri alıp, ondan özür dileyeceğim.Yeşilvadi konutları inşaatı işçileri ve oradan ev sahibi olma umudu ile varını - yoğunu yatıranların yaşadığı haksızlıkları yine burada daha önce yazıya dökmüş idik.Tekrarlayalım. 23.11.2014 günü havaalanı yolunu trafiğe kapatarak yaptıkları eylemin yankı bulması sonucu yapılan tüm görüşmeler yine sonuçsuz kalmış görünüyor. Gaziantep valisinin makamında işçi temsilcileri ve alt yüklenici ile yapılan görüşmelerde alacaklarının en kısa zamanda ödeneceği sözü verildiği halde halen adım atılmamış bu nedenle de inşaat alanındaki işçilerin bekleyişleri devam ediyor.Ne yazık ki bu görüşmede orada ev sahibi olma umuduyla mağdur edilen hak sahiplerinin durumu ile ilgili hiç bir belediye yetkilisi bir çözüm önerememiştir. Bizim belediye başkanına yaptığımız çağrıya ise yanıt verilmemiştir. Tekrarlayalım. Övünçle söz ettiğiniz bu alanlardaki mağduriyetleri nasıl gidereceksiniz???Sorun 3 - Şehir içi ulaşım karmaşası...    Özellikle sabah işe gidiş ve akşam dönüş saatlerinde yaşanan trafik sorunu hiç bir yetkilinin ve sorumlunun dikkatini çekmiyor olsa gerek. Dolmuş duraklarında yüzlerce insanın yığılması, bir kaç yüz metrelik mesafelerin dakikalarca aşılamaması, kışa hazırlık gerekçeleri ile kazılan ve alternatifi belirlenmeyen cadde ve sokakların aşılmazlığı onları ilgilendirmiyor olsa gerek.Kazılan yolların kapatılması ise haftalar sonrası ancak sağlanıyor. Oluşan çukurlar ve çöküntüler ise hiç akla getirilmiyor. Bir kaç kürek dolgu malzemesi veya asfalt ile kapanması mümkün olan bu çürükler vasıtası ile araç kullanmak ip cambazlığı gerektirir hale gelmiş durumda.Hele bir de kilit taşı döşeli yollar sorunu var ki. Bunu ancak kendilerinin lüks makam araçları ile geçmesi halinde anlayacaklarını sanıyorum.Sorun 4- Kangren olan soruna farklı bir bakış...   Yer; kent konseyi. Zaman; 22 kasım 2014, konuşmacı; a.Nejat KOÇER . " Suriye iç savaşından önce bizim bu ülkeye ihracatımız 100 milyon dolardı. Son yıl içinde yapılan ihracatımız ise 480 milyon dolar oldu... Bu güne kadar Suriyeli misafirlerimiz için 4,6 Milyar dolar kaynak kullanıldı... Bunun sadece 180 milyon doları Birleşmiş Milletlerden geldi... Sonuç olarak ihracatımız artmıştır ve Millet olarak ve Gaziantep olarak bu işten karlı çıktık..."El insaf derler adama. Bir iç savaş yaşayan bu ülkeye kentimizden neler ihraç edildi de ihracatımız 4 kat arttı. Bu halkın vergileri ile oluşan bütçeden 4.6 milyar dolar harcanıp, 180 milyonunu BM den aldı isek geriye kalan rakam nasıl oluyor da kar hanemize yazılıyor.Gene bu konsey toplantısında Gaziantep'teki sığınmacı sayısının 360 bin civarında olduğuna dair tespit ve konuşmalar mevcut. Lütfen çevrenize bir bakın. Yanınızdan geçen her iki kişiden birinin Suriyeli olduğunu göreceksiniz.Kısacası dostlar doğru yönetilmiyoruz. Vazgeçtik doğru yönetilmekten. Sürekli yalanlar ve oyalama manevralarına maruz kalıyoruz. İşte bu yalanlar ve sorumsuzluklar koyuyor bana.Siz ne dersiniz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri