.
Öncelikle geçen hafta yapılan baskı hatası nedeniyle yazımın bir önceki yazının tekrar basımı ve o günkü yazımın yayınlanamamış olmasından dolayı okuyucularımızdan özür dileriz...Bu gün yeniden aynı başlıkla ve kimi yeni konular ekleyerek tamamlayacağız yazımızı.
1. Konu; Engelliler ve yaşlıların toplu taşıma araçlarından yararlan(amama)sı...Bu uygulamanın planlayıcıları veya denetleyicilerinden birisi lütfen herhangi bir güzergahtan dolmuş veya halk otobüsüne binmeye çalışsın. Duraklarda bekleyen yaşlı veya engelli biri var ise bu araçların durmadan geçişine, fazla yolcu görünce duranların da şoförlerinin kazara binebilmiş bir yaşlıya veya engelli vatandaşımıza nasıl hakaretler yağdırdığına tanık olsun.Kendisini onların yerine koysun veya o insanların kendi ana - babası olduğunu şöyle bir düşünsün. Bu saygısızlığı ve hakaretleri kabul edip edemeyeceğini bizlerle paylaşsın.
2. Konu; Kentsel dönüşüm (Bölüşüm) meselesi...Mavikent sakinlerinin çektikleri çileleri, yaşadıkları mağduriyetleri görmezden gelen ve neredeyse reklam zamanları hariç bu bölgede yaşayan insanların olduğunu unutmuş görünen Şahinbey Belediyesi nihayet geçtiğimiz hafta düzenlenen reklam kampanyası eşliğinde hak sahiplerinin bir kısmının tapusunu teslim etti.Bir ekmek, bir demet maydanoz için bile 2 kilometre uzaktaki Akkent mahallesine gitmek zorunda kalan bu bölge halkının ulaşım sorununu ifade etmeye bile gerek yoktur.Yişilvadi konutlarında yaşanan sorumsuzluk ve vurdumduymazlık ise zaten sürdürülen eylemler ve inşaat halindeki binalarda yaşamak zorunda kalan hak sahiplerinin intihar edecekleri tehditleri sayesinde gündemdeki yerini koruyor.Müteahhit firma tarafından İşçilerin alacaklarının ne zaman ödeneceği, buralarda ev sahibi olma hayali kuran 702 ailenin evlerine hangi tarihte kavuşabileceği gibi sorulara ise cevap verebilen bir yetkili bulunabilmiş değil.
3. Konu; Şehir içi ulaşım karmaşası...Özellikle sabah işe gidiş ve akşam dönüş saatlerinde yaşanan keşmekeş hiç bir yetkilinin dikkatini çekmiyor olsa gerek. Dolmuş duraklarında ki yığılmalardan, bir kaç yüz metrelik yolların dakikalar boyu gidilememesinden, kışa hazırlık gerekçeleri ile kazılan ve alternatifi belirlenmeyen cadde ve sokakların geçilmezliğinden bi haber yaşıyor belediyeler galiba.Bir kaç kürek asfalt veya başka dolgu malzemesi ile bile kapatılacak çukurlar veya delikler göz önüne bile alınmıyor. Hele bir de " kilit taşı" döşenmiş yollar var ki çözümü ancak Belediye başkanlarının makam araçları ile bu yollardan geçmesi sonunda ancak mümkün olur. Tarla arası yollar gibi takır - tukur yol almazlarsa başkalarının çektiklerini görmezler sanıyorum.
4. Konu; Kent konseyinin işleyiş(sizliğ)i...Görkemli salonlarda yapılan şaşaalı toplantılarda konuşulan konuların bu kent insanının yaşamını kolaylaştırmaktan çok uzak konulardan oluşması.Bu konseyde şehir planlamasının nasıl olması gerektiği, ulaşım sorununun nasıl çözüleceği, sondan üçüncü sırada olduğumuz eğitim sorunu, yeşil alanların ve parkların, sosyal alanların planlanması, istihdam ve üretim alanları yaratılması, asayiş ve gençliğin sorunları, tarihi ve kültürel alanların yanı sıra doğanın nasıl korunacağı, turizm ve kültürel gelişmenin nasıl sağlanacağı gibi konular yerine nelerin konuşulduğuna bir örnek vermek isterim.
" Suriye iç savaşından önce bizim bu ülkeye - Gaziantep'ten söz ediyor- ihracatımız 100 milyon dolardı. Bu gün 480 milyon dolar oldu. Dolayısıyla biz buradan karlı bile çıktık."Konuşmacı olan AKePe Milletvekili A.Nejat KOÇER sığınmacılar için ise bütçeden 4.5 milyar dolar harcanmış olduğunu ve Birleşmiş Milletlerdin sadece 180 milyon yardım geldiğini eklemeyi de unutmuyor. Ölen, yaralanan,tecavüze uğrayan on binler ve yurdundan edilen milyonlar kimin umurunda.Hesaba ve mantığa bakar mısınız.?Bana göre bu ülkenin kimi yöneticileri
" ya sayı saymasını bilmiyor, yada değnek yememişler." Siz ne dersiniz...