Ben 'Yok'um

.

Reis Kasımpaşalı. Gençliğinde İstiklal Caddesi’nde çok dolaşmış mıdır benim gibi bilmem ama o yılların İstiklal Caddesi’nde köftecinin, dönercinin, ucuzcu mağazaların yerinde tiyatro salonları, sinema salonları, ünlü pastaneler, cicili mağazalar vardı. Cadde, yeni saç ektirmiş kafası bantlı Arap turistlerden çok her birini farklı hayal ettiğimiz sinema emekçileri ile doluydu. Taksim’e yakın figüran kahvesinde Sami Hazinses’i, Süheyl Eğriboz’u, Kudret Karadağ’ı, Arap Celal’i, Behçet Nacar’ı görür ama henüz telefon icat olunmadığından ağız tadıyla bir selfie bile çektiremez, anılarımızı kafamıza kazımaya çalışırdık. İyi de yapmışız. Elektronik hafızalardaki anılar birkaç yıl içerisinde tükenip gidecek. Galatasaray’a yakın bir yerlerde açılan Arjantin’de tanıdık ilk fıçıyı. Kardeşimin 30 yıl çalışıp emekli olduğu ipek kumaş mağazası bütün ünlülerin uğrak yeriydi. Şimdi dolup taşan tam karşısındaki kilisenin kapısını biliyorduk da içerisinden haberimiz bile yoktu. Davul, zurna eşliğinde kaldırılan son tramvaya annemin halasını ziyarete gittiğimiz Kadıköy’de bindiğimden İstiklal Caddesi’nin çakma tramvayından öncesini bilmem. Ama çakma da olsa işe yarıyor herhalde. Geçen gün baktım Reis çakma tramvayda. O benden 4 yaş büyük. Belki gerçeğine de binmiştir gençliğinde. İstiklal Caddesi Kadınlar Günü’ndeki kalabalıktan bu yana böyle kalabalık görmemiştir. Reis tramvayda. Bilumum zevat tramvaya doluşmuş. Etrafta sen de 1000 kişi. 998’i koruma, danışman polis, partili. Kalan iki kişiden biri kestaneci. Üç kese kağıdı dolusu kestane 10 lira. Hayat ne kadar ucuz. Halbuki daha geçen gün bir kese kağıdını 15 liraya vermişti bana. Reis de şaşırıyor bu işe. Bıyık altından çaktırmadan gülüyor. Diğeri bir kadın. Artık neyine güveniyor bilmem ama Reis’e bağırıyor, “Her şey çok güzel olacak başkanım”. “Eyvah” diyorum, şimdi korumalar kadını tıpkı Kadınlar Günün’de yaptıkları gibi paspas yapacak. Ya da en azından necip Demirören-Kalyoncu ailelerinin çocuklarının Çırağan Sarayındaki düğünleri için yolları kapatan polislere “Bir düğün için değer mi” diye bağıran avukatın gözü gibi morartacaklar. Öyle olmuyor. Sonrasını ve perde arkasını bilmiyorum. Cevval danışmanlardan biri tıpkı Soma’daki gibi kadını yere yatırıp tekmelemiş midir yoksa gereği sonradan yerine getirilmek üzere Reis’in sık sık dediği gibi bir yerlere not alınmış mıdır bilmem ama Reis gayet sevecen yanıtlıyor “Daha güzel olacak.” Ey seçim, sen nelere kadirsin. Reis madem bu slogana kızmıyor hatta “daha” diyerek destekliyor, onu gördüğümüz her yerde “Her şey çok güzel olacak” diye bağırmaya var mısınız? Ben “Yok ”um. Neme lazım.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri