Son dönemlere kadar ekonomide yaşadığımız krizlerin çoğu içeriden kaynaklı nedenlerden ortaya çıkmaktaydı.Az üretmek -çok tüketmek.Kazandığından fazla harcamak.İhracatımızın temelini ithalata dayalı olması.Yüksek teknolojili ürün ortaya çıkaramamak temel sorunlarımız olmuştur.Bu nedenlere bir de siyasal kırılganlık eklendiğinde, kolayca kriz yaşarız.Şimdilerde ise ''komşularla sıfır sorun'' ekonomimizin baş belası oldu.Rusya ile krizin maliyeti 9 milyar dolar.Suriyeli sığınmacılara dört yılda harcanan para 8,5 milyar dolar.Bunun yanında ticaretin aksaması hatta ortadan kalkmasının maliyeti bilinmiyor.Aynı biçimde Irak'la son bir haftadır yaşadığımız siyasi krizin ekonomiye yansımasındaki negatif maliyet hesaplar da yok.Ekonomik krizler, siyasi buhranlar bunların bize maliyetleri gündelik hayatla çok hesaba katılmıyor.Bu üç ülke( Rusya, Suriye ve Irak ) hem komşu hem de derin ticari ilişkiler içinde olduğumuz ülkeler. ''Bu aziz Millet çile çekmeye alışıktır'' Diyorlar bize.Onlar öyle diyorlar biz de istikrar, güven ve huzur için yüzde kırk dokuzla iktidar yapıyoruz.Bu çelişkiyi anlamak çok ta kolay değil.Çile çekmeye alıştığımızı düşündüklerinden doğru yaptıklarını sanıyorlar.Bağımsızlığa, saygınlığımıza zarar getirmeden de komşularla iyi ilişkiler içinde olabiliriz. En azından bunu deneyebiliriz.Yaşananların sonunda halkın etkilendiğini, huzur ve istikrar içinde olmadığımızı anlatmadığımız sürece ekonomik zararlar sürecektir.Bu günler nasıl geldiğimizi, Büyük Ortadoğu Projelerinin Arap Baharlarının bir aldatmaca olduğunu, yazılan senaryonun içinde bizim de bulunduğumuzu anlamıyorlar. Bunu onlara anlatmasak çile çekmeye devam edeceğiz.
Bedel Ödemek
.