Karanlıktan karanlığa, 10/06/2000 öğleden sonra yaklaşık saat iki gibiydi ve Haziranın sıcaklığı Halep’te başladı.
Salıncağın sesi ve ben çocukluğumla dalgındım, ardından yukarıdan gelen bir ses, rahmetli dedemin sesi fısıltılı konuşuyordu,
-Ey çocuk baban nerede? diye sordu
-Bende her zamanki gibi, omuzumu kaldırarak dedeme dönüp, bilmem dedim.
-Çabuk çağır gelsin dedi. Ardından durmadan çabuk çabuk, Allahlım sen bizi koru diyordu.
-Babam geldi ve dedeme bakarak ne oldu diye sordu.
-Dedem titreyen sesi ile Hafız Esad vefat ettiğini söyledi.
-Babam; Nerden öğrendin Allah aşkına, başımızı belaya sokuyorsun, sus evlat biraz önce mont carlo Radyosu ilan etti !!!
Yerimden yere düştüm. Hepimiz şoka girdik, güleyim mi? üzüleyim mi?
Suriye’ye neler gelecek acaba? Ve tahmin ettiğimizden fazla oldu…
Suriyeliler otuz sene sonra, artık özgürlüklerini yaşayabilecekler diye düşündük.
Ooooh ne güzel, zulüm kabusu bitti artık, hiç kimseden korkumuz kalmadı diye sevinmiştik.
Çünkü her şeyden korkardık, Suriye’de her şey suçtu, siyaset yasak, partide üye olmak imkansızdı. Seçim yok, her şey Esad’ın ve tayfasının elinde. Güçlü olabilmek için onlar gibi konuşman lazımdı, onlar gibi olman gerekirdi. Suriye kimliği yetmiyordu, onların tayfalarına mensup olmaz isen olmazdı ve ne kadar üzücü bir hayat şekli ve kırıcı bir duygu vardı. Konuşmak bile yasaktı. Hep şunu duyardım büyüklerden (duvarların kulağı var )
İnanır mısınız, şu kaleme aldığım yazıyı yazmadan önce on gün düşündüm, yazsam yorumlar nasıl olacak acaba diye. Fakat inanın bunlar gerçek ve yaşandı
....
Evet, kurtulduk dedik.
O zamanda Suriye’de bir tane tv kanalı vardı, o da resmi tv kanalı. Devlete bağlı bütün diziler programlar, çizgi filmleri iptal oldu 24 saat Kuran, Hafız Esad cenazesi için her taraf kapalı millet tedirgin ve korku içinde. Esad için resmi yas kırk gün sürdü.
Bitikten sonra ne güzel nezih seçim olur dedik ve Suriye’nin geleceğini biz kendi ellerimiz ile çizeceğiz diye düşünüyorduk amaaaa olmadı.
Meğer biz Krallıkta yaşıyormuşuz, çünkü yeni Veliaht Prens Başar Esad’dan haberimiz yoktu.
Fakat o Cumhurbaşkanı olamadı. Çünkü Yasamıza göre üçüncü veya dördüncü maddesi tam hatırlamıyorum Cumhurbaşkanı olabilmek için, birinci koşulu kırk yaş ve üstü olmak zorundaydı, bunun içinde olamaz dedik. Aynı zamanda Başar Esad henüz 34 yaşındaydı oradan da kaybediyordu. İkinci engel evli olması gerekiyordu. Veliaht Prens Başar, evli de değil bekardı. Üçüncüsü rütbesi de yoktu.
Neler oluyor anlayamıyorduk..
Merak etme sen Esad’ın Suriye’sinde her şey mümkün, iki günde yasayı değiştirdiler Cumhurbaşkanı yaşını Başar Esad’a göre yaptılar ve yasadaki yaş sınırı 34 oldu.
Evet, yeni Suriye’nin zalimi, katili Başar Esad dönemi başladı.
10/07/2000 tarihinde artık bütün Suriyeliler olarak yalan olmasın ilk zamanlar Başar Esad’dan umutluyduk. Gencecik, İngiltere’de okumuş dedik. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı oğlu, her şeyi bilir, eğitimli kültürlü göz doktoru, müteavazi, centilmen Avrupa insanlığın içinde büyüdü dedik. Suriye’yi değiştirir güvenelim, şans verelim, onunla birlikte güzel Suriye’yi yeniden yapalım...
Babasının mazisini unuttuk, onun suçu yok dedik, her şey iyi olacak diye düşünmüştük. İsminin anlamı (müjde getiren, müjdeci ) diye bilinir Suriye’de. Refahı huzur getirir diye düşünürken o bizi yüz yıl geriye götürdü. Babasını ettikleri bile bize tatlı geliyordu.
Çünkü isimi gibi olacak dedik, çünkü onun isminin anlamı (müjde getireni müjdeci )demek Suriye ye, müjdeleri getirir, Refahı huzur getirir; bizi yüz sene geriye aldı.
Yeni Suriye’nin yakanı yıkanı…
Hasta adam !
Ve bu saatte kadar Suriye’de onun zulmü halen devam ediyor. www.yenicizgihaber.com