Hikaye meşhur.
Adam hasmını yere yatırmış boğazlarken, içeriye polislergirer. Adamı tutup karakola götürürler. Suçu cinayet. Adam sorguda direnir.
-Avukatımı isterim.
Ne kadar sıkıştırsalar da adamda tek cümle,
-Avukatımı isterim.
Bakarlar olmayacak savcının karşısına çıkarırlar. Savcı dasorgular ama adam da çıt yok. Sadece “Avukatımı isterim “ der. Suçu sabit.Çıkarırlar mahkemeye. Hakim babacan, sorar.
- Evladım söylebakalım niye boğazladın adamı?
- Avukatımı isterim.
- Oğlum tamam dapolisler geldiğinde maktulün üstündeymişsin.
- Avukatımı isterim.
- Elinde kanlıbıçak. Senin parmak izlerin. Cinayet aleti ortada.
- Avukatımı isterim.
- Oğlum işte her şeyortada. İtiraf et. İyi hal filan faydalanırsın belki. Ne yapacaksın avukatı.Bak suçun sabit, avukat gelse ne diyecek.
- Valla sayın hakim,bu durum karşısında avukat ne diyecek, ben de onu çok merak ediyorum.
Hani ne demeye getirmişti yetkilinin biri.
“Kesinlikle bir şeyler oldu. Bir şey olmasa da bir şey oldu.Bilmiyoruz ama oldu. Kesinlikle oldu. Olmasa da oldu. Olduracağız.”
Yani olmasa da olduracağız, yeter ki bir yargının elinegidelim. Orada avukatımız nasıl olsa bir şey der.
Bu seçim iktidarın vatandaştan yediği ikinci tokattı.Birinci tokattan sonra ortalığı toz duman ederek durumu kurtardılar. Şimdiikinci tokattan nasıl kurtulacaklar?
Orta yerde Müslümanlığın en önemli değeri “kul hakkı”duruyor. Cenazede imam cemaate tek soru soruyor, “Hakkınızı helal ediyormusunuz.” Biri çıkıp “Etmiyorum. Sağlığında hakkımı yedi” dese mevtanın akıbetifelaket. Geri dönüp helalleşme şansı da yok. Allah her şeyi affeder, sadece kulhakkını affedemez.
Şimdi, birinci tokattan kurtulmak için devreye soktuklarıyöntemlere karşı dikkat. Ortalığı germek, “Beka sorunu” diye tepinebilmenindelillerini üretmek için “Karşı tarafa geçer iki bomba sallarız” diyebilenlerkirli tezgahlarını devreye sokabilirler.
Biz de “Her şey güzel olacak” demeye devam edeceğiz. 45 gündaha. Sesimizi yükselterek.