.
Annelik dünyanın en zor sanatı. İnsan anne olunca anlıyor aslında bu duygunun ne demek olduğunu. Yaşadığımız süre içinde başka hiç birşeye benzemeyen bir duygu seli. Evladımızın yediği içtiği yattığı kalktığı daha ileride okuyup okumadığı en önemlisi huzurlu olup olmadığı yani onun yaşayacağı her şey için kaygı endişe duyma hali annelik...Zaman zaman bu sorumluluk insanı yorsada bir gülüşleriyle herşey bitiyor değil mi...Son zamanlarda tartışılan üzerine çok yazılıp çizilen bir konu var anne olmakla ilgili. `Bir evlada sahip olabilmek için onu doğurmak şart mı`Ben kesinlikle katılmıyorum bunun tartışmasına bile. Doğumun kutsallığını hiç bir şekilde tartışmamız mümkün değil. Ancak bir aile kendi isteğiyle çocuk sahibi olamıyorsa bir evladı benimseyip büyütmesinin ne sakıncası var ki? Yok efendim öyle durumlarda asla annelik duygusu yaşanamazmış deniliyor. Kesinlikle koca bir saçmalık olduğuna inanıyorum.Çünkü önemli olan sevmek ve benimsemek.Kendi öz evladı için kılını bile kıpırdatmayan bir sürü anne örneği olduğu gibi bir başkasının evladı için dahi birçok fedakarlıkta bulunan nice insanlar var. Yani annelik sadece doğurmak değildir. Ona bakmak özveride bulunmak iyi olması için uğraşmak her an o sorumlulukla yaşamak zaten doğurmanın çook ötesinde. Anneler günü yaklaştığı için kalemimden bunlar döküldü ve beraberinde çok sevdiğim bir şiir...Anneler gününüz kutlu olsun...Sol yanım acıyor anne...Merhaba anne, yine ben geldimMerak etme okuldan çıktım da geldim.Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama,Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum.Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak,sol elimde soğan dedirte dedirteÖğretti sağımı solumu.Ben biliyorum artık anne, sağım neresi solum neresi,Hani geçen geldiğimde, şuram acıyor, şuram işte demiştim de,Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne,Bak şimdi söylüyorum.Şuram işte sol yanım çok acıyor anne,Hem de her gün acıyor anne, her gün…Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü.Elinden tutup okula getirdi.Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi…Bende ağladım… Ağladım işte utanmadım.Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim.Yalan söyledim anne,Dizim acımıyordu ama, sol yanım çok acıyordu anne!Bu gün bende saçım örülsün istedim.Babam ördü ama onunki gibi olmadı.Dantel yaka istedim, babam ben bilmem ki kızım dediBari okula sen götür dedim.Kızım iş dedi. Bende bana ne dedim ağladım.Kızım ekmek dedi babam.Sustum ama , okula giderken yine ağladım anne.Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne…Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.Zeynep “annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş” dedi.Babam hepsini birlikte yıkıyor,babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?Of babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.Üzülmesin diye söylemiyorum ama,Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.Sol Yanım Acıyor AnneMerhaba anne, yine ben geldimMerak etme okuldan çıktım da geldim.Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama,Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum.Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak,sol elimde soğan dedirte dedirteÖğretti sağımı solumu.Ben biliyorum artık anne, sağım neresi solum neresi,Ağrıyan yanımın neresi olduğunu şimdi iyi biliyorum anne…Hani geçen geldiğimde, şuram acıyor, şuram işte demiştim de,Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne,Bak şimdi söylüyorum.Şuram işte sol yanım çok acıyor anne,Hem de her gün acıyor anne, her gün…Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü.Elinden tutup okula getirdi.Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi…Bende ağladım… Ağladım işte utanmadım.Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim.Yalan söyledim anne,Dizim acımıyordu ama, sol yanım çok acıyordu anne!Bu gün bende saçım örülsün istedim.Babam ördü ama onunki gibi olmadı.Dantel yaka istedim, babam ben bilmem ki kızım dediBari okula sen götür dedim.Kızım iş dedi. Bende bana ne dedim ağladım.Kızım ekmek dedi babam.Sustum ama , okula giderken yine ağladım anne.Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne…Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.Zeynep “annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş” dedi.Babam hepsini birlikte yıkıyor,babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?Of babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.Üzülmesin diye söylemiyorum ama,Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.E biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.Hava kararıyor, ben gideyim anne,Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi?Duyarsa kızmaz ama, çok üzülür biliyorum.Kim bozuyor toprağını, çiçeklerini kim koparıyor!izin verme anne, ne olur toprağına el sürdürme!Eve gidince aklıma geliyor, bide bunun için ağlıyorum anne.Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.Biliyor musun anne, her gelişimde aldığım topraklarını,Şu kavanozda biriktirdim,üzerine de resmini yapıştırıp baş ucuma koydum.Her sabah onu öpüyor, kokluyorum.Kimseye söyleme ama anne, bazen de konuşuyorum onunla.Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.Ha unutmadan! Öğretmen yarınanneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.Ben babama yazdıracağım,öğretmen anlarsa çok kızar ama, bana ne,Kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki, neyi nasıl anlatacağım anne,Senin adın geçince, sol yanım acıyor anne, Hiçbir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne.Ben gidiyorum anne, toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp,Mutlaka gel anne. Sen rüyama gelmeyince,sol yanımın acısıyla uyanıyorum anneSol yanım açıyor anne. İşte tam şurası,Sol yanım… Çok acıyor anne.Seni çok özledim, çok…anne… BEDİRHAN GÖKÇE...