.
Yeni eğitim ve öğretim yılı başlıyor. Eğitimin parasız, bilimsel, demokratik ve ana dilinde olması gibi temel zorunluluklar Türkiye’de işletilmiyor. İmam Hatiplerin artık eğitimin temel direği haline getirildiği bir zihniyetin ülkenin geleceğini ve yeni kuşakları nereye sürüklediğini tahmin etmek zor değil. TEOG rezaletinin hangi boyutlarda sorunlar yarattığını son birkaç hafta içinde yaşayarak gördük.12 yıllık AKP iktidarı eliyle adım adım yerleştirilen gerici, paralı, antidemokratik ve tek dilli eğitim sitemi bu yıl hepten çekilmez hale getirildi. Parasız, bilimsel ve demokratik yanı giderek tümden ortadan kaldırılan, dini saiklerin temel alındığı bir eğitim sistemi yerleştiriliyor.Ana dilinde eğitim hakkı ise Türkiye’de hiç olmadı.Eğitim sistemini ırkçı ve şoven, tekçi, Türk-İslam sentezci anlayışla sürdürmeye devam edegelen iktidarlar Türkçe’nin dışındaki tüm dilere karşı tarihsel bir düşmanlık içinde hareket ettiler. Kürtçeye karşı düşmanlıkta CHP’den DP, ondan AP, ANAP, DSP, RP ve AKP’ye kadar tümü ortak hareket etti.90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde tüm halklar gibi milyonlarca Kürt yurttaşın ana dilinde eğitim yapması yasak . Ana dilinde eğitim hakkı hâlâ tanınmıyor. Göstermelik dershane ve özel okullarda eğitim hakkı gibi düzenlemeler ise türlü fiili ve mevzuat engelleriyle uygulatılmadı. Kürt sorunun temelini oluşturan Kürtçe eğitim ve Bölge’de Türkçe’nin yanında Kürtçe’nin de kamuda kullanımı hakkı hâlâ yok sayılıyor.Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerini yok saymaya devam eden AKP Hükümeti, diğer yandan ‘çözüm süreci’nin başarı ile devam ettiğini söyleyebilmektedir.Kürt sorununun çözümünde yol aldıklarını döne döne söyleyen, sorunu çözmek için çaba sarf eden tek parti olmakla övünmeye devam eden AKP iktidarı, iş somut adımlar atmaya gelince Lice’de olduğu gibi polisi, jandarmayı, mahkemeleri, baskı ve şiddet mekanizmalarını devreye sokmadan edemiyor.AKP Hükümeti milyonlarca Kürdün ana dilinde eğitim hakkı talebi karşısında somut ve kalıcı adımlar atmak yerine, halkın kendi olanaklarıyla yaratmaya çalıştığı okul inşaatını yıkmaya çalışıyor.Haber ajanslarının aktardığı bilgilere göre, önceki gün Lice’de, okul inşaatının yapılmakta olduğu köye, yüzlerce asker ve 30 zırhlı araçla operasyon düzenleyen Hükümet güçleri köylülerin kararlı direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalmıştır.Bir yandan TRT 6 gibi, şaşaalı biçimde Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürdoloji Bölümü’nün açıldığını duyuran, ancak dört yıl sonra buradan mezun olan öğretmenlerin atamasını yapmayan da AKP Hükümetidir. Atamaları yapılmayan öğretmenlerin 20 günden beri sürdürdükleri dönüşümlü açlık grevi, bir çözüm önerilmediği için devam etmektedir.Kürtçe hâlâ ‘yaşayan diller’ gibi anlamsız hatta absürd formülasyonlara konu olabilmektedir.Ancak tüm yasal ve fiili engellemelere rağmen Kürt halkı ana dilinde eğitim hakkını kullanmak için mücadele etmekten geri durmuyor. Bir yandan bu adaletsizliği ve eşitsizliği bir kez daha Türkiye ve dünya halklarının gündemine getirmek için yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte mevcut eğitim sistemini boykot etmeye hazırlanırken, bir yandan da ana dilinde eğitim verebilecek kurumların oluşturulması için hummalı bir çalışma sürdürmektedir.Hakkarı, Diyarbakı ve Şırnak’ta Kürtçe okulların açılması ve yine onlarca blediyenin, çeşitli dernek ve kurumun sürdürdüğü ve yeni başlattığı ana dilinde eğitim çalışması Kürt halkının sorunlarını çözmek için beklenti içinde olmayacağını gösteriyor.Yine DTK’nin son genel kurulundan sonra dönemin önemli konusu olarak Kürtçe eğitimi alması da Kürt halkının sorunlarının çözümünü AKP’nin keyfiyetine bırakmayacağını gösteriyor.Kürtçe eğitim yasağının kaldırılması, Türkçe’nin yanında ana dilinde eğitim hakkının da tanınması için başlatılan boykot Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorunun eşit haklara dayalı barışçı ve demokratik çözümüne güç katacak, demokratik bir halk tepkisi olarak desteklenmelidir. Başta Türkler olmak üzere tüm Türkiye halkları milyonlarca Kürdün bu haklı talebini desteklemekle, demokratik Türkiye mücadelesine güç vermekle kalmayacak, parasız, demokratik, bilimsel ve ana dilinde eğitim hakkı mücadelesini de yükseltmiş olacaktır.