ALLEBEN -2

.

Alleben deresi boyunca sıralanırdı salkım söğüt ağaçları. Şehadet getirir gibi yer yer göklere uzanırdı kavakları…Çoğunluk söğüt ağaçlarında, salkım söğütlerinde idi..

Salkım söğütleri dere boyunca Alleben deresine secde ederdi…

İncili pınar önündeki sular biraz derin akar. Bu sular insanın dizine kadar…

İncili pınar Gazianteplilerin mesire yeri sayılırdı. Pazar günleri mesire yapanlar çoğalırdı.

Alleben Çocuğu bir gün çocuklarını alarak İncili pınar çevresinde gezmeye çıkmıştı.

İncilipınar çevresindeki çayırlık, çimenlik alanda renk renk kır çiçekleri açmıştı…

Alleben Çocuğu’nun kızları koparmazdı çiçekleri. Çiçekleri koparmanın doğru olmadığını bilirlerdi. Bu nedenle kokladıkları çiçeklere yüz sürerlerdi.

Bu arada çocuklar haykırır: “Baba, derede bir çocuk akıyor!…”

Dönüp bakan Alleben Çocuğu, bir kız çocuğu gördü yüzükoyun akıp giden…

Anlamıştı Kız çocuğu olduğunu giysilerinden…

Hiç düşünmeden ayakkabısı ve pantolonu ile suya atladı. Kızı, sırtındaki giysilerinden tutup dışarı çıkardı…

Bu sırada kızın anası feryadı figan ile koşup gelmişti. Bereket kız çocuğu sağdı, boğazından biraz su gitmişti…

Annesi ise sevinçten ellerine sarılmıştı Alleben Çocuğunun: “Allah senden razı olsun,

Ne muradın varsa versin! İyi ki farkına vardınız, Kızımı kurtardınız…”

İncili pınar çevresinde Menteciler bulunurdu. Bunlar İncili pınar’ın suyu için genellikle burada otururdu…

İncili pınar çevresinde oturur ispirto içerlerdi. İsporto içmelerinin nedeni:

Rakıyı, şaraba güçlerinin yetmemesi… Hepsi de aşırı derecede alkolikti.

Tek özellikleri kendi kendilerini övmekti. Bunlar kendi aralarında söyleşirler,

Zaman zaman ağız dalaşına girerler…

Kısa zamanda hiçbir şey olmamış gibi barışırlar, Söyleşilerini sürdürüp dururlar…

Yanakları, dudakları kızarıp morarmış…

Bakarsın içlerinden biri sızıp kalmış, içlerinden dertlenen gazel okur,

Halsiz ve mecalsiz olduğundan sesi kısılır…

Bunlar ispirto yanında meşhurdu sigaraları..

Bu nedenle sararmıştı parmak araları…Şurasını da belirtmeden geçilmez,

Bunlar yüzünden Alleben deresine yalnız gidilmez…

İncili Pınar’dan az yukarıda Yedisöğüt vardı. Alleben Çocuğu; Yedisöğüt’teki söğütleri sayardı, yediden çok söğüt sayınca şaşardı…

Gerçekten de Yedisöğüt’te yediden çok söğüt vardı. Bu söğütler Alleben deresine bakardı…

Bu söğütler Alleben deresini daha da güzelleştirirdi…

Bu bölüme sular yukardan çağlayarak gelirdi. Sel gelince daha da hızlanırdı bu akıntı…

Bu nedenle Yedisöğüt’te bir çukur açardı…

Bu çukur yüzünden su derinleşirdi. Derinleşen bu suda gençler çimerdi…

Buraya gelen gençler donla suya atlardı. Burada göllenen su gençleri boylardı…

İlkbahar’da gençleri boylayan su yazın boylamazdı. Sular iyice çekildiğinden gençler suya atlayamazdı. Yedisöğüt, çayırlık, çimenlikti.

Yaz sıcağından kaçan aileler burada serinlerdi. Yedisöğüt’te su aşağıda kalırdı.

Buradan Değirmiçem Harafı’na değin bostandı…

Bostanların sınırlarını kavak ağaçları belirlerdi. Bostanlar bağlar, bahçelerle birleşirdi.

Şimdi bunların yerinde kat kat apartmanlar yükselmekte….

Alleben’in o güzelliğinden hiçbir şey görünmemekte. Gazi ilkokulunda okuyan Alleben Çocuğu, bir gün arkadaşları ile okuldan kaçarak Yedisöğüt’e çimmeye gitmişti…

Arkadaşları Cemil Alevli’nin oğlu Oktay Alevli, Bedri Yüksek bilgili, Durdu Bilen’di…

Cemil Alevli’nin oğlu gelmeyince bir telaş almış okul yönetimini. Aramaya başlamışlar, ara ki bulasın izlerini… SÜRECEK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri