15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra demokrasinin daha fazla alanlara hakim olması gerekirken şuanda maalesef böyle bir durum yok. Bu durum riskli ; OHAL durumu, iktidara muhalefet eden bütün çevrelere düşman gözü ile bakılması ülkenin demokrasi karnesine kötü bir not olarak geçecektir. Zaten ülkede darbelerin sürekli gerçekleşiyor olmasının altındaki sebeblerden biri bu kötü durumun demokrasiye evriltilememesi yatıyor. Kendisi gibi düşünmeyeni düşman olarak algılayan toplum ve bireyler diğer çevrelere zarar vermektedir. Ama bazı ortak paydalar olmalı örneğin doğa tahribatını isteyen iktidar seçmenini bulamasınız veya muhalefet seçmenini bulamazsınız , peki madem durum bu şekilde doğa tahribatları niye gerçekleşiyor. Bizi yönetenlerin bizim rızamız olmadan bizim yetkilerimizle insiyatif kullanması demek. Yani halkın istemediği vermediği bir insiyatif. Nitekim 75. Madde de bunu en somut örneğidir. ÇED raporları daha önce zaten tartışma konusu iken; bu maddenin meclisten geçmesi ile çok daha sıkıntılı olacaktır. Keza enerji politikaları da daha sıkıntılı bir hal alacak.Madde 75 ne diyor?*
- Yasa kapsamında, denetimsizliği arttıracak ve kamu bütçesine büyük ek yükler getirerek bütçe açığının artmasına sebep olabilecek imtiyazlar, Bakanlar Kurulu tarafından şirketlere sunulabilecek.
- Şirketlerin, emlak ya da hisse senedi sattıklarında stopaj ödüyorlar. Madde kapsamında, bu gelirlere de muafiyet verilebiliyor.
- Eğer yatırım, hazineye ait bir arazi veya mülkte yapılacak olursa, 49 Yıl Bedelsiz Kiralama kararı alınabilecek.
- Yatırım biter ve ayrıca sadece 5 yıl boyunca, çalışan hedefini tutturursa, şirket bedelsiz olarak kamu arazisine ve mülküne sahip olabilir.
- Şirketlere , enerji tüketiminde, 10 yıl boyunca yüzde 50 indirimle elektrik desteği verilebilecek. Şirketler, bunu indirimi işletme dönenimde karşılayabilecek.
- Şirketler eğer yatırım için kredi çekerlerse, 10 yıl boyunca bu yatırım kredisinin faizlerini devlet karşılanabilir. Kredi için hibe verilebilir, kar payına destek verilebilir. Yani, yatırımın ortaya çıkacak tüm kredi risklerini, devlet üstlenecek.
- Projelerde belirlenen nitelikli çalışanın her biri için aylık asgari ücretin 20 katına kadar ücret desteği de verilebilecek. Şirketler devletin parası ile onlarca yaklaşık 33000 TL’ye maaşlı eleman çalıştırabilecek. Tüm çalışanların ise 10 yıl boyunca işveren sigorta prim payını da Bakanlar Kurulu ödeme kararını alabilir.
- ÇED Raporları, Santral Lisans Değerlendirmeleri, Yasalara uygunluk değerlendirmeleri vs. vs. hepsi es geçilebilir.
- Madde 75 hiçbir darbenin hayal edemeyeceği bir şekilde şirketlere imtiyazlar sağlıyor. Kamu kaynaklarının, hiçbir denetime sunulmadan şirketlere verilmesini olanaklı hale getiriyor. İzinsiz ve lisanssız yatırımı onaylama konusunda, Bakanlar Kurulu tek yetkili olabilecek. Üstüne üstlük, bu imtiyazlar ile ekonomimizi büyük tehlikeye atacak,gelecek on yıllarımızı verimsiz, kirli teknolojilere feda edecek olan termik santral projeleri, nükleer projeleri gibi projelerin önü açılıyor.