.
GAZİANTEPLİ 100 TÜRK BÜYÜĞÜ:6. Nuri PazarbaşıGaziantep’te bir mahalle var. Adı Nuri Pazarbaşı. Bu mahallede oturanlar, acaba hiç merak etmiş midirler, Nuri Pazarbaşının kim olduğunu?O mahallede oturmuyorum, oturmadım da… Ama ben merak ettim. Eğer Gaziantepli önemli bir Türk büyüğü olmasaydı, koca mahalleye adını vermezlerdi onun.Bu düşünceyle yola çıkarak araştırdım. İşte bulgularım. Eğer okumak zahmetinde bulunurlarsa, içinde oturdukları mahalleye adını veren o önemli kişinin kim olduğunu da öğrenir böylece Nuri Pazarbaşı mahallesinin insanları.Konuyla ilgili ilk bilgiyi Mehmet Nuri Pazarbaşı okulu öğrencilerinin facebook sayfasından edindim. Çocuklar şöyle anlatmışlar okullarına adını veren bu önemli devlet adamımızın:1875 yılında Gaziantep'te doğmuştur. Antep milli mücadelesinde ticaret hayatında kazandığı varını yoğunu vatan ve millet uğruna feda etmekten çekinmemiştir.Nuri Pazarbaşı 1940-1941 yılında Gaziantep milletvekili olarak seçilmiştir.Ülkenin kalkınmasının eğitim ile olacağına inanan, bu uğurda çalışan ve okulumuzun yapımında katkısı olan Nuri Pazarbaşı 19 Nisan 1961 tarihinde hayata gözlerini kapamıştır.Biz Nuri Pazarbaşı okulu öğretmen ve öğrencileri olarak ona teşekkür ediyoruz.Ben de size teşekkür ediyorum çocuklar. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi edinmeyi sürdürüyorum.***7. ŞÂH VELÎ AYINTABÎMahallelinin, kim olduğunu bilemeden içinde yaşadığı mahalleye adını veren kişi hakkında bilgisi olmayanlardan biri de Şahveli’dir.Bu zat hakkındaki bilgileri internette Gazianteplim 27 blok’undan edindim.“Gaziantep velilerinden. İsmi Velî, nisbesi Askerî’dir. Babasının adı Mehmed’dir. Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Ağaçhöyük köyünde doğdu. Doğum tarihi belli değildir. Tahsil çağına geldiğinde zamânın âlimlerinden ilim öğrendi.”Şâh Velî, hocasından icâzet, diploma aldıktan sonra insanlara doğruyu, güzeli işaret eden çeşitli eserler yazdı. Aynı kaynaktan edindiğimiz bilgiye göre Şah Veli’nin başından şöyle bir olay geçmiştir.Bir gün Gaziantep’in ileri gelenlerinden biri, yardımcısı ile, yolda yürürken, câminin duvarını tâmir eden Şâh Velî ile karşılaştı.O şâhıs, Şâh Velî’ye; “Hoca ikiylen nasılsın?” diye sordu.Şâh Velî de; “Üçlen iyiyim.” karşılığını verdi.O şâhıs; ”Niye er kalkmadın?” diye sorduğunda;“Er kalktım da el aldı.” cevâbını verdi.Yine o zât; “Bir kaz yollasam yolar mısın?” diye sorunca, Şâh Velî; “O işi iyi beceririm.” dedi. Vedâlaşıp ayrıldıktan sonra o zât yardımcısına;“Biz ne konuştuk?” diye sordu. Yardımcısı cevap veremedi. Bunun üzerine o zât; “Sen ki benim yardımcımsın! Bir yaşlının anladığını niçin anlamazsın. Eğer yarına kadar anlamazsan seni yardımcılıktan azledeceğim.” dedi.Yardımcı hemen yaşlı adamı buldu ve; “Siz ne konuştunuz? Ne olur bana söyleyin. Ne isterseniz vereceğim.” dedi. Şâh Velî ondan câminin tâmir edilmesini istedikten sonra;“O, ikiylen nasılsın, diyerek yâni ayakların tutuyor mu, kendi işini kendin yapabiliyor musun? demek istedi. Bense, üçlen iyiyim, diyerek o dediklerini bastonla yapabiliyorum demek istedim.O, niye er kalkmadın, yânî, neden evlenip çocuk sâhibi olmadın, şimdi onlar bu işi sana bırakmazlardı, demek istedi. Bense, er kalktım da, el aldı, diyerek evlenip çocuklarımın kız olduklarını, evlenip gittiklerini bildirdim.” dedi.Yardımcı hemen; “Ya o, bir kaz yollasam yolar mısın, diyerek ne demek istedi. Şâh Velî; “Bana acıdı ve bana yardım etmek istedi. Bu iş için de seni gönderdi.” dedi. Yardımcı bunları öğrendikten sonra câmiyi tâmir ettirdi. Bin miktar da para ihsan etti.Şâh Velî bâzı eserler yazmıştır. Bunlardan biri Ayasofya Kütüphânesi 2022 numarada kayıtlıdır. 1390 beyitlik manzum bir eserini 1582 senesinde yazmıştır.Şâh Velî Ayıntabî’nın vefât târihi ihtilaflıdır. Bâzı kaynaklarda 1604 (H.1013), bâzılarında ise, 1591 (H.1000) senesinde vefât ettiği kayıtlıdır. Şâh Velî vefâtından sonra kendi adıyla anılan câminin bahçesine defnedildi. Kabrinin üstü açıktır. Şâhvelî Câmii, Gâziantep savunması sırasında tamâmen yıkıldı. Daha sonra torunları câmiyi ve kabrini yeniden yaptırdı.Kaynak: 1) Osmanlı Müellifleri, 2) Gâziantep Evliyâları; C. Cahit Güzelbey, 3) Gâziantep Câmileri Târihi C. Cahit Güzelbey