Türkiye’de çalışanların yüzde 88 sendikasız

Türkiye’de çalışanların yüzde 88 sendikasız

ANKARA-YENİ ÇİZGİ; TÜM TİS Genel Başkanı Kenan Öztürk, emekçiler yoksulluğun pençesinde çizilen pembe tabloların aksine yoksulluğun pençesinden kurtulamadığını belirterek, “’Dünyanın en büyük ekonomisiyiz’ söylemine karşın emekçiler açısından değişen bir şey yok; yüzde 88’i sendikasız, yüzde 20’si sigortasız çalışıyor. Ülkemizde 7 milyon işçi asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. İş cinayetleri adeta bir katliama dönüştü, her yıl yüzlerce işçi yaşamını yitiriyor” diye konuştu. Başkan Öztürk, Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi Türkiye halkının çıkarına olmadığını da kaydetti.İstanbul 1 No’lu Şubesi’nin 4. Olağan Genel Kurulunda konuşan TÜM TİS Genel Başkanı Kenan Öztürk,  çalışanların sorunlarına değinirken, Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini uluslararası tekellere peşkeş çekme operasyonu olduğunu vurguladı. Başkan Öztürk, “fabrikaları kapatmayacağız, üretim devam edecek, daha çok kar edecek” yönlü açıklamalara da atıfta bulunarak şunları dile getirdi; “Geçmişte TEKEL özelleştirildi, yüzlerce işçi ortada kaldı. SEKA özelleştirildi, SEKA diye bir fabrika yok şimdi. EBK özelleştirildi, hayvancılık bitirildi ve bugün insanlar ithal et yemeye mecbur bırakıldı. Bu özelleştirmelerin Türkiye halkının çıkarına olmadığı ortada. Aslında yapılan özelleştirmeler uluslararası tekellere peşkeş çekme operasyondur, şeker de bunun devamıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığa zararları biliniyorken halkın bunu tüketmeye mecbur ediliyor olması kabul edilemez. Onun için biz, şeker fabrikalarındaki işçilerin ve üretici köylülerin mücadelesine omuz vermek zorundayız” dedi.ÖRGÜTLENME ÖNÜNDEKİ ENGELLERÇoğunluk ve yetki itirazı nedeniyle uzun süreyi bulan hukuksal süreçlerin örgütlenme önündeki engellerden birini oluşturduğunu belirten Başkan Öztürk, işverenin itiraz davası açtığı Aras Kargo ve DHL Express’te gelinen sürece ilişkin bilgi verdi. Dokuz üyemizin işten çıkarıldığı G. Antep Babacanlar Kargo’da yaşanan zorlu sendikalaşma sürecine de değinen Başkan Öztürk, “Babacanlar Kargoda 189 gündür direniş sürüyor. Arkadaşlarımız darp edilerek işten çıkarıldı ve 7 gün iş göremez raporu aldılar. Buna ilişkin basın açıklaması yaptığımız için 3 saat emniyette tutulduk. Sendikacı basın açıklaması yapamayacak da ne yapacak? Sendikacı işçilerin haklarını nasıl savunacak” dedi.OHAL UYGULAMALARI, GREV YASAKLARIÇok sayıda gazeteci ve akademisyenin tutuklanarak cezaevine konulduğu, kamu çalışanı yüzlerce kişinin görevinden ihraç edildiği OHAL dönemindeki uygulamalara değinen Başkan Öztürk, grev ve direniş yasaklarıyla devam eden OHAL uygulamalarının hak ihlallerine yol açtığını ifade etti. OHAL’in muhalif her bir sesi bastırmanın aracına dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Başkan Öztürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “15 Temmuz darbe girişimi, başta sendikamız olmak üzere bütün sendikalar ve emek örgütleri tarafından şiddetle kınanmıştır. İşçiler ve emekçiler darbelere karşı mücadelenin içinde yer almıştır. Türkiye işçi sınıfı geçmişte ilan edilen darbelerin faturasını ödemeye devam ediyor. Ki hala 12 Eylül yasalarıyla sendikacılık yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu darbe girişimi gerekçe gösterilerek işçi ve emekçilerin hak ve kazanımlarının geriletilmesi, demokratik her sesin ve talebin şiddetle bastırılması kabul edeceğimiz bir durum değildir.”OHAL HAK ALMA MÜCADELESİ ÖNÜNDE ENGEL Başkan Öztürk, hak alma mücadelesi önünde engel oluşturan OHAL’in kaldırılmasının emekçilerin en başta gelen talebi olduğu, grev yasakları işçilerin toplusözleşme hakkına açıktan müdahale olduğunu ileri süren başkanı Öztürk,  “Bu dönemde cam, metal, bankacılık, ilaç gibi pek çok işkolunda alınan grev kararları yasaklanmıştır. Grev yasaklamaları ile yüzbinlerce işçinin toplusözleşme hakkına işverenler lehine açıktan müdahale edilmiştir. Grev hakkı bütün dünyada işçilerin sermaye karşısındaki en güçlü aracıdır. Siz, bu hakkı işçilerin elinden alırsanız, işverenlerin karşısında kendini nasıl savunacak? Grev hakkı olmadan sendikanın işverenler karşısında başarılı bir toplu sözleşme yapması mümkün müdür? Hükümet yetkilileri işverenlerle yaptığı toplantıda ‘OHAL’i biz sizin için çıkardık, grevleri yasakladık daha ne istiyorsunuz’ demişti. Bu, İşverenlere ‘istediğiniz gibi davranın, biz işçiye izin vermeyiz’ demektir” diye konuştu.ADİL OLMAYAN BİR YARGILAMABu süreçte Ankara şubemizin başkan ve yöneticilerinin yargılandığı davada ağır cezalar verilmesinin bir hukuksuzluk skandalının yaşanmasına yol açtığını, Şube başkanı ile 4 yöneticimizin hala cezaevinde olduğunu belirten Başkan Öztürk, “Ankara Şubemizin başkan ve yöneticileri sendikacılık faaliyetleri nedeniyle 1,5 ile 6,5 yıl arasında ağır cezalara çarptırıldılar. Adil olmayan bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Sendikanın görevi üye sayısını çoğaltmak değilse nedir? Üye sayısını çoğaltmak suç ise sendikalar niçin var? Örgütlenme özgürlüğü en temel haktır. İşçiler, kendi çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sendika kurma ve sendikalara üye olmak da dahil örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Dolayısıyla burada aslında sendikacılık faaliyeti cezalandırılmıştır” dedi. YENİ ÇİZGİ 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sendika Haberleri