GAZİANTEP-Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, KESK olarak şeker fabrikalarının özelleştirmesine karşı olduklarını ve bu yöndeki mücadele devam edeceklerini belirterek, aynı zamana ülkenin 20 aydan beri OHAL ve KHK ile yönetildiğini belirterek kaldırılması yönündeki direnişe devam edeceklerini bildirdi.KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen Gaziantep Şubesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, şeker fabrikasının özelleştirilmesine tepki gösterdi. Bozgeyik, “Türkiye’deki 14 şeker fabrikasının özelleştirilerek çalışan kamu emekçilerinin iş güvencelerinin ortadan kaldırılması ve çiftçilerin yoksullaştırılıp üretimin azaltılmasıyla karşı karşıya kalacağız. Doğal olarak Türkiye tarımsal ürünlerde nasıl dışa bağımlı hale gelmişse şekerde de dışa bağımlı hale geleceğiz. KESK olarak şeker fabrikalarının özelleştirmesine karşı mücadelemize devam edeceğiz” dedi.KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Tüm Bel-Sen Gaziantep Şubesinde düzenlenen basın toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozgeyik, Türkiye 20 aydan beri OHAL ve KHK ile yönetildiğini belirterek, “Türkiye 20 aydan beri OHAL ve KHK ile yönetiliyor. 15 Temmuzda darbeye karşı ilan edilen OHAL ve KHK’nın 20 Temmuz’dan sonra Türkiye’deki tüm toplumsal muhaliflere dönük baskı sürecine dönüşmüştür. KESK olarak 20 aylık süreci “Anayasasızlık” süreci olarak tarif ediyoruz. Çünkü 20 Temmuz’dan bu yana Türkiye’de çıkartılan 31 Kanun Hükmünde Kararnameye bakıldığında sendikal hak ve özgürlüklerimize yönelik birçok antidemokratik ve hukuksuz uygulamaların yer aldığı ve iş güvencemizin ortadan kaldırıldığı bir süreci yaşıyoruz” dedi.İzmir’de gözaltına alınan KESK’li üyelerinin serbest bırakılmasını isteyen Mehmet Bozgeyik Bozgeyik, “Türk Tabipler Birliği ile Başlayan baskı süreci, KESK Yürütme Kurulu Üyeleri’nin gözaltına alınıp bırakılması, dün de İzmir’de KESKli arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır. Onun için bir an önce baskı politikalarının sonlandırılması ve arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. KHK sürecini medeni ölüm olarak da tarif edebiliriz. Çünkü işten çıkartılan kamu emekçilerinin seyahat, çalışma ve yaşama özgürlükleri ellerinden alındı. Sonuçta 20 aylık süre zarfında herhangi bir soruşturma yürütülmeden veya savcıların takipsizlik kararı vermesine rağmen ihbarlarla 4 bin 237 arkadaşımız işlerinden olmuşlardır. Türkiye’de 116 bin kamu emekçisi işinden oldu. Birçok kurumunda kapatıldığını bu süreçte yaşadık. KESK olarak bir an önce demokratikleşmesi yasama ve yürütme üzerindeki baskıların ortadan kaldırılarak yeniden Türkiye’nin normalleşmesi, demokratik ve barışçıl bir sürece girilmesi için mücadelemizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.Şeker fabrikasının özelleştirilmesine tepki gösteren Bozgeyik, konuşmanın devamında şunları kaydetti:KHKlarla şeker fabrikalarını satıyorlar “Şehir Hastaneleri ile birlikte sağlığın daha fazla paralı hale gelmesi, sağlık çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılması, eğitim alanında da 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte de Türkiye’nin tamamen muhafazakarlaştığı, eğitimde bilimsel öğelerin müfredattan çıkarıldığı, seküler yaşamı ve bilime savunan toplumsal birçok kesimin baskı altında olduğunu biliyoruz. Ayrıca halkın emekçinin birimleri “Varlık Fonu” aracılığıyla kurumların uluslararası sermayeye peşkeş çekilerek ipotek karşılığında bağlandığı süreci de yaşadık. Varlık Fonu Sayıştay’ın denetleyemeyeceği ikinci bir hazinenin olması anlamına geliyor. Son çıkan KHK’larla Türkiye’deki 14 şeker fabrikasının özelleştirilerek çalışan kamu emekçilerinin iş güvencelerinin ortadan kaldırılması ve çiftçilerin yoksullaştırılıp üretimin azaltılmasıyla karşı karşıya kalacağız. Doğal olarak Türkiye tarımsal ürünlerde nasıl dışa bağımlı hale gelmişse şekerde de dışa bağımlı hale geleceğiz. KESK olarak şeker fabrikalarının özelleştirmesine karşı mücadelemize devam edeceğiz.”
KESK Şeker Fabrikalarına satışına karşı
KESK Şeker Fabrikalarına satışına karşı