GAZİANTEP- YENİ ÇİZGİ; DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, yıllardır kamu hizmetlerinde taşeron şirket işçisi olarak istihdam edilen ve kamu idarelerinin işçileri oldukları hukuken tescil edilen, en son 2014 mevzuatı ile Devlet tarafından da kamu işçisi oldukları kabul edilen işçilerin aleyhine yönelik yapılacak herhangi bir elemenin meşru ve hukuki dolmadığını açıkladı. Başkan Güdücü, çağa özgü insan haklarını güvence altına alan, sınıfsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya hedefli bir kamu hizmetinin ancak güvenceli kamu istihdamı ile olanaklı olduğunu, bu hizmetlerin kamu personeli eliyle verilmesinin eşyanın tabiatı gereği olduğunu açıkladı.İşçi sınıfı eylemlerinin sonucu olarak Hükümet’in gündemine gelen taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sorunlarında adım adım yeni bir aşamaya doğru gidildiğini fade eden Ali Güdücü açıklamasında şunlara dikkat çekti;Kamudaki şirket işçilerinin temel beklentisi kamuda kadrolu işçi olmaktır. 1980 12 Eylül darbesinden bugüne emeği değersizleştiren politikalar izlenmektedir. Bugün bu bir Devlet politikasıdır. Kamudaki taşeron sistemi bu politikanın temel aracıdır. Hükümet işçi sınıfı mücadelesinin sonucu olarak bu sorunu gündemine alıyor. Ancak ortadaki sorun yine şirket işçisine güvence sağlamadan ve neo-liberal politikaların ucuz işgücü reçetesiyle çözülecekse buna DİSK/Genel-İş olarak itiraz ediyoruz. Bize böyle bir çözüm dayatılırsa bu durum iktidarın taşeron şirket işçileri özelinde işçi sınıfına ucuz emek olarak baktığının göstergesi olacaktır. Özü itibarıyla süresi belirli sözleşmeli istihdamı olarak ortaya atılan ve kamuoyuna özel sözleşmeli personel olarak tanıtılan çözüm önerilerinin güvenceli kamu istihdamı ile ilgisinin olamayacağı açıktır.KADRO SORUNU KAPALI KAPILAR ARDINDA ÇÖZÜLEMEZ!Hükümet’in üzerinde çalışıldığını söylediği, kimi zaman Sayın Başbakan, kimi zaman Sayın Bakanların açıklamalarına konu edilen kadro sorununun kapalı kapılar ardında konuşulması ve bazıları hariç plan ve düşüncelerin sendikalardan kaçırılması bizi rahatsız etmektedir. Yüzbinlerce işçinin geleceğini ilgilendiren bir konuda her sendikanın dile getireceği sorunlar ve sorular vardır. Hükümet’ten beklenen odur ki konu ilgili tüm sendikalarla bir masa etrafında sadece işçilerin güvence beklentileri temelinde tüm siyasi hesaplardan uzak tartışılsın. Çözüm arayışının dışına itilmemiz şirket işçilerinin kadro konusunun siyasi ve sendikal hesaplara alet edildiği yönündeki bilgilere haklılık kazandırmaktadır.KİM NE ÖNERİYOR?Hükümet’in henüz açıkça ortaya koymadığı ancak sızan bilgilere göre üzerinde çalışılan formül kamu istihdamını düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun halen 4 fıkradan oluşan 4. Maddesine bir 5.fıkra ekleyerek şirket işçilerinin istihdamını düzenlemeyi içermektedir. Üzerinde çalışılan çözüm şayet bir yeni fıkrada düzenlenecekse güvenceli kamu işçiliğini düzenleyen 657/4-d dışında bir çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır ki bunun güvencesiz istihdamın yeni bir biçimi anlamına geleceği açıktır. Anlaşılan odur ki süresi belirli bir sözleşmeli istihdamı üzerinde çalışma yürütülmektedir. Bu durumda şirket işçileri kendilerini kadrolu zannedecek ancak güvencesizliğin tedirginliğini sürekli üzerlerinde hissedeceklerdir.Ayrıca böyle bir çözümde hükümetlerin şirket işçilerinin güvencesizliği üzerinden büyük bir siyasi güç elde edeceği bellidir. Kadro konusunun seçimlerde nasıl bir gündem olduğu hatırlanırsa bunun içi boş bir saptama olmadığı görülecektir.Bu çalışma sürerken Hükümet’e yakınlıkları ile bilinen ve sendika hareketi içinde Hükümet çizgisini savunan iki konfederasyonun şirket işçilerini kendilerine bağlı sendikalara üye kaydetmenin hesabı içinde oldukları gözlenmektedir. Memur-Sen’in şirket işçilerinin işçi sayılmayacağı bir çözümden yola çıkarak kendi sendikalarının üye sayısını artırmanın hesabında olduğu ifade edilmektedir.Şirket işçileri üzerinden yapılan siyasi ve sendikal hesaplar bu sorunun iktidar katında şirket işçilerinin ekonomik-sosyal-sendikal hakları açısından ele alınmadığı izlenimini yaratmaktadır.BELEDİYE HİZMETLERİNDE ÇALIŞAN ŞİRKET İŞÇİLERİNİN DURUMU NE OLACAK?Üyelerimizin çoğunluğunun çalıştığı belediye hizmetlerinde farklı bir durum söz konusudur. Norm kadro gereği merkezi yönetim tarafından kurulan belediye kadro yapısını uygulama işi belediye meclislerinin yetkisi altındadır. Belediye personeli de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ilkelerine tabidir ancak maaş ve ücretleri belediye bütçesinden karşılanır.Belediye hizmetlerindeki taşeron şirketlerde çalışan işçilerin kadroya alınabilmesi için öncelikle norm kadro uygulamasının değiştirilmesi ve kadroya alınacak şirket işçilerinin kamuya işçi alımı işlemlerinden muaf tutularak kadro işlemlerinin yapılması gerekir. Daha önce geçici işçilerin kadroya geçirilmesinde de benzer bir mevzuat yapılmıştı.Biz Ne Öneriyoruz?DİSK/Genel-İş olarak güvenceli kamu istihdamını öneriyoruz. Taşeron şirket işçilerinin bu istihdamın yasal ifadesi olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/d maddesi içine alınarak istihdam edilmelerini talep ediyoruz.Belediyelerdeki şirket işçileri ile ilgili olarak belediye mevzuatında yer alan norm kadro uygulamasının değiştirilmesi; norm kadro yapma ve uygulama konusunda belediye meclisinin tek yetkili kılınması gerekmektedir. Belediyelerde güvenceli kamu istihdamını kurmak ve taşeron şirketlerin varlığına son vermek için belediye mevzuatı ile kamu ihale mevzuatında düzenleme yapılması zorunludur. Belediye şirketleri, belediyelerin hizmet alanları ile ilgili olmak kaydıyla ihale mevzuatından muaf tutulmalı ve belediyeler bu çerçevede serbestçe şirket kurabilmelidirler.Ayrıca kadro mevzuatı yapılırken kadronun kazanılmış hak olarak değerlendirilmesini yaş, eğitim, sicil gibi ölçütlerle şirket işçilerine dönük bir seçme-eleme işleminin yapılmamasını talep ediyoruz. Yıllardır kamu hizmetlerinde taşeron şirket işçisi olarak istihdam edilen ancak kamu idarelerinin işçileri oldukları hukuken tescil edilen ve en son 2014 mevzuatı ile Devlet tarafından da kamu işçisi oldukları kabul edilen işçilere dönük yapılacak herhangi bir eleme meşru değildir, hukuki değildir.Bu talebimiz Türkiye toplumunu 38 yıldır sınıfsal eşitsizlik batağına sürükleyen neo-liberal emek siyasetini -taşeron şirket işçilerini güvenceli kamu istihdamına kavuşturarak- terk etmenin ilk adımını atma talebidir. Bu büyük emek siyaseti dönüşümü siyasi ve sendikal hesaplara kurban edilmemelidir. Bu çağrımız Hükümet’e olduğu kadar tüm siyasi partilere de yapılan bir çağrıdır. Türkiye’de sınıfsal eşitsizlikleri gidermeyi hedefleyen her siyasi parti işe yeni bir emek siyasetinden ve güvenceli kamu istihdamından başlamak zorundadır.Bu çerçevede başkanları görevden alınan belediyelerde iş akitleri sonlandırılan, OHAL ile ihraç edilen ya da taşeron şirketlerde yine bu kapsamda işten çıkarılan üyelerimize dönük hukuksuzlukların sona ermesini talep ediyoruz. Haklarında herhangi bir yargı kararı olmadan sadece idari işlemle açlığa terk edilen sendikamız üyelerinin işbaşı yaptırılması başlıca talebimizdir. Bu işçilere de güvence ve iş talep ediyoruz.Güvenceli kamu istihdamı kamu hizmeti kavramını yeniden ele almayı, yeniden düzenlemeyi ve devleti eşitlik temelinde yeniden yapılandırmayı gerektirmektedir.DİSK/Genel-İş olarak güvenceli kamu istihdamı talebimiz tüm yurttaşların başta eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik olmak üzere temel kamu hizmetlerine parasız erişme talebini de içermektedir. Bu çağa özgü insan haklarını güvence altına alan, sınıfsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya hedefli bir kamu hizmetinin ancak güvenceli kamu istihdamı ile olanaklı olduğunu, bu hizmetlerin kamu personeli eliyle verilmesinin eşyanın tabiatı gereği olduğunu düşünüyoruz"
DİSK Bölge Temsilcisi Güdücü "Sorun sadece kadro değil!”
DİSK Bölge Temsilcisi Güdücü "Sorun sadece kadro değil!”