Tekstil sektöründe 30 bin işçi işten atıldı iddiası
GAZİANTEP- BEKİR ŞAHİN: Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 15 milyon emekçiyi ilgilendirecek olan asgari ücret zammının yine işçilere rağmen, milyonlarca işçinin talepleri dikkate almadan belirleneceğini ileri sürerek, “Açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının en dibinde ücretlerle, sefalet içinde yaşamayı kabul etmiyoruz. ASGARİ ÜCRET en az 15.000 TL olmalıdır! Ailede başka çalışan yoksa, ayrıca geçim yardımı yapılmalı, ailenin toplam gelirinin yoksulluk sınırının altında kalmaması sağlanmalıdır” diye ifade etti.
Konuşla ilgili olarak sendika binasında basın açıklaması yaparak sendika olarak görüşlerini ifade eden Birleşik BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen 2023 Ocak ayından itibaren geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi için görüşmelerin başladığını hatırlatarak,
“Asgari ücret, her zaman olduğu gibi yine hükümet ve patronların çoğunluğundan oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun kararına göre belirlenecek. Eğer işçi sınıfı ve sendikalar güçlü bir şekilde sürece müdahil olmazsa, yine sermaye hükümeti ve patronların uygun gördüğü, Türk-İş’in de konu mankeni olarak masada onay verdiği ve bir kez daha milyonlarca işçiyi açlık ve sefalet koşullarında yaşamaya mahkûm eden bir zam oranı belirlenecek. Yüzde 60’ı asgari ücretle çalışan ve tamamına yakınının asgari ücrete gelecek zamdan doğrudan etkileneceği, 15 milyon işçiyi ilgilendiren asgari ücret zammı, yine işçilere rağmen, milyonlarca işçinin taleplerini dikkate almadan belirlenecek” dedi.
TEKSTİL SEKTÖRÜNDE İŞÇİ KIYIMI YAŞANIYOR!
Tekstil işkolunda son bi kaç aydır tam bir işçi kıyımı yaşandığını ileri süren başkan Mehmet Türkmen, açıklamasına şöyle devam etti:
30 BİN İŞÇİ İTEN ATILDI
“Son 5 ay içinde Gaziantep Başpınar OSB’de başta halı ve iplik fabrikalarından olmak üzere 30 bine yakın işçi işten atıldı. Antep’te başlayan işçi kıyımı son iki aydır tekstil işkolunda ülke geneline yayılmaya başladı. Urfa’dan Malatya’ya, Maraş’tan Ağrı’ya, Adana’dan Trakya bölgesine kadar, ülkenin dört bir yanında toplu işten atmalar yaşanıyor.
Tekstil patronları, pandemi döneminin ilk 2-3 ayı hariç, pandemi dönemi boyunca her ay ihracat ve büyüme rekorları kırdılar. Hükümetin sağladığı sınırsız teşvik, vergi muafiyetleri ve kredi destekleriyle büyük oranda yeni yatırımlar yaptılar. Tarihin en büyük karlarını elde ettikleri, ihracat ve büyüme rekorları kırdıkları bu dönem boyunca, salgın koşullarını da fırsata çevirerek, pek çok hakkı gasp ederek, işçilerin adeta posasını çıkardılar. Pandemide işçileri ölümüne çalıştırarak büyüme ve ihracat rekorları kıran patronlar, bu büyümeden işçilere tek kuruş pay vermediler. Her fırsatta işçilere “biz bir aileyiz”, “aynı gemideyiz”, “hep birlikte büyüyeceğiz” edebiyatı yapan tekstil patronları, şimdi karları biraz düşünce, işler biraz kötü gidince, ilk yaptıkları işçileri topluca kapı önüne koymak oluyor.
İŞÇİLERİN TAZMİNATLARI GASP EDİLİYOR,
İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEN YARARLANMALARI ENGELLENİYOR
Atılan işçilerin büyük çoğunluğu tazminatları eksik ödenerek ve işsizlik ödeneğinden yararlanamayacak şekilde istifası imzalatılarak atılıyor. Çoğu fabrikada işçilerin ihbar tazminatları hiç ödenmiyor, kıdem tazminatları ise eksik ödeniyor. Tamamen tazminatsız atılan işçi sayısı ise hiç de azımsanmayacak düzeyde. Pek çok fabrikada işçilere kendi isteğiyle işten ayrıldıkları yönünde istifa belgelerini imzalamaları dayatılıyor. Bu duruma itiraz eden işçiler ise bölüm değişikliği, ağır iş verme veya ücretsiz izinle açlığa mahkûm etme gibi yöntemlerle mobbinge maruz kalıyor. İşçiye sadece iki seçenek sunuluyor: ya yıllarca çalışarak hak ettiği ihbar tazminatının tamamının ve kıdem tazminatının önemli bir kısmının gasp edilmesine razı olup patronun verdiğiyle yetinmek ya da bu dayatmayı kabul etmeyip beş parasız işten atılmak ve yıllarca mahkeme kapılarında sürünmek. Zaten çalışırken bile aldığı ücretle geçinemeyen, yarı aç, yarı tok yaşayan işçiler, bu koşullarda beş parasız bir şekilde işsiz kalmayı göze alamadığı için, patronlar da işçilerin bu çaresizliğini bir fırsata dönüştürerek, işçilerin üç kuruş tazminatına da göz dikiyorlar.
HAKSIZ İŞTEN ATMALAR GERÇEK ANLAMDA YASAKLANMALI
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR
İşçileri patronların insafına bırakan bu düzen değişmelidir. Haksız yere işten atmalar gerçek anlamda yasaklanmalıdır. İşten atılmalarda işçinin aylarca yıllarca mahkemede kapılarında sürünmesine son verecek şekilde yasal düzenlemeler yapılmalı, ne gerekçeyle olursa olsun bütün işten atmalarda kıdem tazminatını aynı gün ödeme zorunluluğu getirilmeli ve işten atılmalarda haklı olduğunu kanıtlama, yargı sürecinin ekonomik ve sosyal yükünü göze alma sorumluluğu işverene yüklenmelidir.”
İŞSİZLİK FONUNUN PATRONLARA YAĞMALATILMASINA SON VERİLMELİ
BÜTÜN İŞSİZLER İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEN YARARLANMALIDIR
Bilindiği gibi işsizlik fonu son yıllarda ciddi açıklar vermeye başladığını ileri süren BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Bu açıkların en önemli sebebi ise fonun amaç dışı kullanılması ve büyük bölümünün patronlara teşvik, kursiyer işçi, çıraklık eğitimi projeleri vb. adlar altında aktarılmasıdır. İşçilerin ücretlerinden kesilen ve işsizler için kullanılması gereken fon, patronlara aktarılıyor. İŞ-KUR’a kayıtlı 3.5 milyon işsizin ancak yüzde 12’si işsizlik ödeneği alabiliyor. Toplam işsiz sayısının en az 7.5 milyon olduğunu düşündüğümüzde, işsizlerin ancak yüzde 5’i işsizlik ödeneği alabiliyor. Hazineden, ülkenin ve halkın kaynaklarından aktarılan kaynaklar yetmezmiş gibi, işsizlerin yüzde 95’ine ödenmeyen işsizlik fonu, işçilere ve işsizlere ait olan işsizlik fonu dahi patronlara aktarılmaktadır. İşsizlik Fonu’nun yağmalatılmasına son verilmeli, işsizlik fonu sadece işsizler için kullanılmalı ve bütün işsizlerin iş bulana kadar işsizlik ödeneği almaları sağlanmalıdır” dedi.
İşçilere dayatılan bu sefalet ve kölelik düzenine karşı tek çare birleşmek ve mücadele etmek. BİRTEK-SEN olarak, bugünden başlayarak, Aralık sonuna kadar sürecek bir kampanya başlattıklarını kaydetti. Türkmen, başta Türkiye’nin dört bir yanındaki tekstil işçileri olmak üzere, bütün işçileri, en yakıcı ve acil 4 talepler için başlattıkları "EKMEĞİN İÇİN BİRLEŞ!" kampanyasına katılmaya güç vermeye, birlik olup seslerini yükseltmeyi istediklerini açıkladı.
BİRTEK-SEN ‘in yeni yasada beklenti ve taleplerini ise şöyle sıraladı;
TALEPLERİMİZ
1 - Açlık sınırının altında, yoksulluk sınırının en dibinde ücretlerle, sefalet içinde yaşamayı kabul etmiyoruz!
ASGARİ ÜCRET en az 15.000 TL olmalıdır! Ailede başka çalışan yoksa, ayrıca geçim yardımı yapılmalı, ailenin toplam gelirinin yoksulluk sınırının altında kalmaması sağlanmalıdır.
Yoksulluk sınırı altındaki ücretlerden vergi alınmamalıdır!
2 -İşten atılan işçilerin yüzde 80'i kıdem ve ihbar tazminatı gasp edilerek, şaibeli bir şekilde atılıyor.
KIDEM TAZMİNATI güvence altına alınmalıdır!
Hangi gerekçeyle olursa olsun, işten atılan her işçiye aynı gün içinde kıdem tazminatı ödenmesi zorunlu hale gelmelidir!
Haksız yere İŞTEN ATMALAR gerçek anlamda yasaklanmalıdır!
3- İşçilerin yüzde 95’i işsizlik fonundan yararlanamıyor. İşçi ve işsizlere ait olan fon patronlara aktarılıyor.
İŞSİZLİK FONU’NUN PATRONLARA AKTARILMASINA SON VERİLMELİDİR!
Bütün işsizlere iş bulana kadar işsizlik ödeneği verilmelidir!
4- İşyerinde işçilerin emeğini ve haklarını gasp eden patronlar, işçi maaşları üzerinden işçilerin hakkı olan banka promosyonlarını da gasp ediyor.
BANKA PROMOSYONLARI işçilerin hakkıdır! İşçilere verilmelidir!
Bankalarla yapılan promosyon anlaşmalarına işçilerin seçtiği işçi temsilcileri de katılarak, söz ve yetki sahibi olmalıdır. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ