Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, 1 Aralık Dünya AIDS günü dolayısıyla açıklama yaptı.
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, HIV virüsünün birçok hastalığa sebebiyet verdiğini açıklayarak, "HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) enfekte ettiği kişilerin bağışıklık siteminde ciddi hasar oluşturarak çeşitli fırsatçı enfeksiyonlar, otoimmun hastalıklar ve kanserlerin oluşumuna yol açan bir virüstür. Diğer virüslerin aksine bu virüs vücuda girince bağışıklık sistemi ile ortadan kaldırılamaz. Tedavi edilmediğinde hastalığın son dönemi AIDS (kazanılmış bağışıklık eksikliği sendromu) olarak tanımlanan ölümcül bir tablodur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ilk tanımlandığı 1981 yılından beri 39 milyon insan AIDS nedeniyle ölmüştür. Her yıl 2 milyon insan; erkek, kadın, çocuk demeden hayatını kaybetmektedir. HIV ile yaşayan insanların büyük çoğunluğu düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunmaktadır. HIV ile ya da HIV riski ile yaşayan insanların çoğu hala hastalıktan korunma, tedavi gibi araçlara ulaşamamaktadır" dedi.
"19 MİLYON KİŞİ VİRÜS TAŞIDIĞINI BİLMİYOR"
HIV virüsünün bulaşma yollarını da açıklayan Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, "HIV kan ve semen, semen öncesi sıvı, rektal sıvı, vajinal sıvı ve anne sütü gibi bazı vücut sıvıları ile bulaşabilmektedir. Bu vücut sıvıları ile temas eden davranışlar HIV bulaşını sağlamaktadır. Korunmasız cinsel temas, damar içi uyuşturucu kullanımında ortak enjektör kullanımı bu davranışların başında gelmektedir. Diğer birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de cinsel yolla bulaş ön planda bulunmaktadır. Cinsel temas yolu ile HIV bulaşma riskini azaltmak için; daha az riskli cinsel davranışların seçimi (anal seks HIV bulaşmasında en yüksek riskli cinsel faaliyettir), tutarlı ve doğru prezervatif kullanımı, cinsel eş sayısının azaltılması, tek eşlilik, diğer bir cinsel yolla bulaşan hastalık varsa tedavisinin yapılması ve cinsel eş HIV pozitif ise tedavi olmasının teşvik edilmesi önerilmektedir. Bugün dünyada HIV ile yaşayan 35 milyon insanın 19 milyonu virüsü taşıdığını bilmemektedir" şeklinde konuştu.
"HIV İÇİN RİSK ALTINDA OLDUĞUNUZU DÜŞÜNÜYORSANIZ TEST YAPTIRIN"
HIV virüsünün bulaşmasının ardından 10 yıl boyunca hiç belirti vermediğini aktaran Prof. Dr. Kartal, şöyle devam etti:
"HIV ile mücadelede en önemli konulardan biri de durumun saptanmasıdır. Virüsün bulaşından sonra en az 10 yıl hiç belirtisi olmamaktadır. Belirti olsa bile birçok hastalıkla benzer olup bunlara göre hastalık tanısını koymak mümkün değildir. Kesin tanı için tek yol kan testi yapılmasıdır. Kan testi ile ilk aşamada virüse karşı oluşan antikorlar saptanmakta olup, virüs için ülkemiz koşullarında test yaptırmak kolay ve zahmetsizdir. HIV bulaşı için artmış riskler bilinmelidir. Bunlar; HIV pozitif olan ya da riski olan bir kişi ile cinsel temasta bulunulmuş olması, herhangi bir nedenle başkaları ile ortak enjektör kullanılmış olması, para karşılığı cinsel temas olması, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalık varlığı, cinsel taciz gibi durumlardır. Ayrıca alkol ve uyuşturucu kullanımı da güvenli cinsel eş seçimi, birden fazla cinsel eş, prezervatif kullanımı gibi konularda irade ile engelleme durumunu ortadan kaldırmak suretiyle hem HIV hem de diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların kazanımında kolaylaştırıcı rol oynar. Semptomlar başladıktan sonra tanı bir şekilde konuluyor ve gerekli tedbirler alınıyor. Önemli olan HIV’i kişilerin bunu taşıdıklarını bilmedikleri uzun belirtisiz dönemde tanımlayabilmektir. Bu nedenle eğer kişi HIV için risk altında olduğunu düşünüyorsa test yaptırmalıdır. Güvensiz cinsel temas veya enjeksiyon ilaç ekipmanı paylaşımına devam edilirse, en az yılda bir kez test yaptırılmalıdır. Cinsel olarak aktif homoseksüel ve biseksüel erkekler ise 3 - 6 ayda bir test yaptırmalıdırlar. HIV pozitif anneler bebeğe virüsü gebelik, vajinal doğum ve emzirme sırasında bulaştırabilmektedir. Mümkün olduğunca erken gebelik döneminde başlanan tedavi ile bebeklere HIV bulaşmasını önleme şansı vardır. Bu nedenle HIV bulaşı için riskli olan kişilerin gebelik sırasında hatta gebe kalma planları aşamasında test yaptırmaları önerilmektedir. Yüksek etkili ilaçların geliştirilmesi öncesi sadece birkaç yıl içinde AIDS’e ilerleme olabilmekte idi. Ama günümüzde, HIV pozitif olan çoğu kişide AIDS’e ilerleme yoktur. Yani HIV ile yaşarken sağlıklı kalmak mümkündür. Etkili tedavi ile virüs sürekli baskılanmakta, bu sayede AIDS’e ilerlemesi azaltılmakta ve aynı zamanda başkalarına HIV bulaştırma riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Bu konuda son 10 yılda yürütülen küresel çalışmalar neticesinde enfeksiyonun önemli oranda hız kesmiş gibi gözükmesi bile şu an için umut verici gözükmektedir."
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartaldan Dünya Aıds Günü Açıklaması
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartaldan Dünya Aıds Günü Açıklaması