Psikolog Gamze Karabulut, panik atağın tedavi edilmezse kişinin hayat kalitesini bozacağını söyledi.
Medilife Hastaneleri Uzman Psikoloğu Gamze Karabulut, panik atağın günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir terim olmakla birlikte çoğu zaman yanlış olarak da kullanıldığını ifade ederek, “Panik atak aniden başlayarak hızla artan yoğun korku ve endişe nöbetidir. Ancak bir öfke atağı ya da farklı konularda sık endişe duyma durumu değildir. Panik atak sırasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, titreme, baş dönmesi, sersemlik, midede hazımsızlık, ağız kuruması, parmaklarda uyuşma gibi bir dizi fizyolojik belirti görülür. Bu belirtilerin hemen hepsi aynı anda olmamakta ve bazen birkaç belirti daha ön planda olabilmektedir. Bazı zamanlarda başka yeni belirtiler eklenebilir ya da hep aynı belirti görülebilir. Çoğunlukla her kişide farklı semptom kümesi olmakla birlikte süresi de kişiden kişiye farklılık göstermektedir” dedi.
PANİK ATAK ÖLDÜRÜR MÜ?
Gamze Karabulut, çoğu kişi bu atakların sonuç olarak kalp krizi, felç geçireceğini ya da kontrolünü yitirerek delireceğini düşündüğünü anlatarak, “Bu da kişiden kişiye değişen bir durumdur. Bazıları atak sonucu çıldıracağını düşünürken bazıları ise düşüp bayılacağını düşünebilir. Çoğu insan korktuğu sonucun gerçekleşmemesi ve belirtilerin durması için büyük çaba harcar. Cam pencere açarak ya da yüzünü yıkayarak rahatlayamayan kişi acile başvurarak durumun ciddi olduğuna kendini inandırır. Ancak durum hiç de öyle değildir. Bu güne kadar kimse bu durumdan dolayı kalp krizi ya da felç geçirmemiştir. Nasıl ki uykumuz geldiğinde esneriz, karnımız acıktığında uykumuz gelir. Bunlar vücudun doğal ve zararsız çağrıları ise panik atak da stresin çağrısı yani vücudun alarm vermesidir. Tehlikelerden korunmak için üretilmiş alarm sisteminin bozulmaya başladığı için ortada bir tehlike yokken tehlike varmışçasına fiziksel şikâyetler ile yoğun endişe ve korku atağının olduğu söylenmektedir. Sıklaşan ataklardan sonra ise yalnız kalma, kalabalık ortamlarda bulunamama, toplu taşımaya binememe gibi kaçınmaların olduğunu görebiliyoruz. Hatta bazı kişiler kalp atım hızını artıran merdiven çıkmak, tempolu yürüyüş yapma gibi efor isteyen davranışlardan bile imtina etmektedir. Hastalık tedavi edilmedikçe bu şikâyetler git gide hayatın her alanına yayılarak yaşam kalitesini bozmaktadır” diye konuştu.
PANİK ATAK DA EN BAŞARILI TEDAVİ NEDİR?
Gamze Karabulut, zararsız olan bu belirtilerden kurtulmanın yani alarmı tamir etmenin artık hiç de zor olmadığını kaydederek, “Üstelik tamamen yan etkisiz ve ilaca göre başarısı daha yüksek olan araştırmalarda da ispatlanmış yöntem olan psikoterapi ile mümkün olmaktadır. Psikoterapinin panik atak üzerindeki başarısı yüzde 85 civarındadır. Özellikle son dönemlerde en popüler terapi modeli olan bilişsel davranışçı terapinin oldukça etkili olduğu bilinmektedir. İlaç ile psikoterapinin karşılaştırıldığı çalışmalarda ilacın kullanıldığı sürece faydalı olduğu bırakıldığında ise yüzde 90 civarında tekrarlama olasılığının olduğu bilinmektedir.
Panik atak sırasında vücut duyumlarına odaklanmak mevcut tehlike algısını artırarak, şikâyetlerin daha da uzun sürmesine ve şiddetlenmesine sebep olacağından dikkati her ne yapıyorsak ona yönlendirmek baş etmeyi büyük oranda sağlayacaktır. Sizin de bu ve buna benzer şikâyetleriniz varsa, önce bir Hekime başvurarak gerekli fiziksel muayene ve tahlillerin yapılması önerilmektedir. Tıbbi durumun dışlanmasının ardından da bir Psikolog ile görüşerek panik ataktan kurtulabilirsiniz” diye konuştu.[gallery link="file" ids="33622"]
Panik Atak, Hayat Kalitesini Bozuyor
Panik Atak, Hayat Kalitesini Bozuyor