CHP Genel Başkan A. Adayı Özgür Özel: Seçilmişler adına atanmışların karar aldığı siyaseti reddediyoruz

CHP Genel Başkan A. Adayı Özgür Özel: Seçilmişler adına atanmışların karar aldığı siyaseti reddediyoruz

CHP’nin 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak kurultayın genel başkanlık için yarışan isimlerden biri CHP Grup Başkanı Özgür Özel. CHP kongrelerine katılan, çeşitli ziyaretler yapan Özel bugün de İstanbul’da gazetecilerle bir araya geldi. Nasıl bir değişim istediklerinden, bunu nasıl yapacaklarına ve neyi değiştirmek istediklerine dair pek çok başlıkta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, toplantıya kısa bir giriş konuşması ile başladı.

 

Evrensel’de yer alan habere göre, Alınamayan yüzde 75 oyu hedefleyen bir yönetim anlayışı içerisinde olacaklarını söyleyen Özel, “Ak Partilinin, MHP’linin, HDP’linin, İYİ Partilinin yoksuluna, güvencesizine, işsizine, geleceğinden endişelisine dokunabilen ve onlara kendisini doğru anlatabilen, onlara umut olabilen ve onları bugün yaşadıklarına mahkum olmadıklarına ikna edebilen bir siyaset için yola çıktık. Yani aldığı yüzde 25’lik oyun kıymetini bilen ama alamadığı yüzde 75 oya dertlenen ve oraya konuşan bir siyaseti hayata geçirmek üzere yola çıkmış durumdayız” dedi.

 

 “İnsanlara uçakta ne zaman panik yaşarsınız diye sorduğumuzda ilk yanıt ‘Türbülans olduğunda’ oluyor. Ama uçakta türbülans olunca panik yaşanmıyor, uçakta panik ve endişe türbülans anonsu yapılmadıysa, türbülans aniden ve bilmeden olduysa, beklenmiyorsa yaşanıyor” diyen Özgür Özel’in bu örneği neden verdiği sözlerinin devamında anlam kazanıyor:

 

“Cumhuriyet Halk Partisinin değişime açık bir parti olduğu tartışma götürmeyecek bir hususken; bu değişimin, bir yerlerde alınan kararları mutfaktaki videolardan ya da grup toplantısında tüm Türkiye ile aynı anda öğrenen örgütün bu siyasete uyum gösterme ve özellikle de tartışmadan kabullenmesi gibi bir şeyin beklenmesinin, örgütümüzü var eden dinamiklerle ve kendi siyasetimizin var oluşuyla çeliştiğini düşünüyoruz. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi açılımlar yapacak, elbette değişecek ama bunları örgütüyle ve seçilmiş kurumlarıyla tartışmadan bir sürpriz şeklinde yapmaması gerekiyor. Seçimi kazanmanın tek yolu da bu.”

 

 

Özel’e bu yaklaşımı “Biz açıkladık siz uyacaksınız” şeklinde tanımlıyor ve bu yönetim tarzının sosyal demokrasi ile de bağdaşmadığını da ekliyor sözlerine.

 

SORUMLULUĞU OLAN NASIL DEĞİŞTİRECEK?

Özel, CHP’de 11-12 yıldır milletvekili. Adaylığını açıkladığında partinin grup başkan vekilliği görevini de sürdürüyordu. Aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen isimlerden biri. Hal böyle olunca, CHP’nin son süreçteki bütün politikalarında imzası olan isimlerden olan Özel nasıl olacak da CHP’de değişimi sağlayacak? Özel bu soruya şöyle yanıt verdi:

 

“Bir kongre salonunda tekrar ettiğimiz bir üçlemeyi burada da tekrar edeyim: Nereden gelecekti Genel Başkan adayı? Meteordan düşmez, kargodan çıkmaz. Laboratuvarda üretilmiş bir Genel Başkan adayına da bizim kadrolarımız razı gelmez. Partinin evlatlarından biri olacak. Bülent Ecevit, 1957 ilk kez milletvekili oldu, İsmet İnönü’nün milletvekiliydi, bakanıydı, genel sekreteriydi. Kongrede Genel Başkan seçildiğinde 15 yıldır milletvekiliydi. Yani bir parti Genel Başkan çıkaracaksa onu kendi kadroları içinden çıkarması gerekiyor. Ben 29 Mayıs’ta, seçimden sonra, ‘Şimdi Genel Başkan adayı olduğum bir güne uyandım’ demedim. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin özeleştiri yapması gerektiğini, inandığımız ve inandırdığımız bu tarihi seçimi kaybetmenin sorumluluğunu almamız gerektiğini söyledim. Ayrışma bu sorumluluğu almayıp, aynen devam etmek isteyen kadrolardandır.”

 

Özel bir de ek yaptı: “Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin değişimi savunan ve değişimin karşısında duran kadrolarında deneyimli, daha önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış büyüklerimiz var. Fakat diğer taraftakiler ‘Biz devam edeceğiz’ diyor, bizi destekleyenler ise ‘Değişim bizden başlamalı, MYK'de görev talebimiz yok’ diyor. Değişimi savunanların içinde önceki kadrolardan gelecek dönem görev talep eden kimse yok.”

 

"İDEOLOJİK DEĞİŞİMİ SAVUNUYORUZ"

Özel, bahsettikleri değişimin yalnızca bir kadro değişimi olmadığını da savunuyor:

 

“Biz ideolojik bir değişimi savunuyoruz. Orada şöyle bir hat koymak gerekiyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi açısından 6 oku tarihsel gerekliliği ile sahiplenen, olgusal tutarlılığıyla benimseyen, bugünün şartlarında aşındırmadan geliştirmek isteyen kadrolarız. Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okla birlikte sol-sosyal demokrat siyasetin evrensel ölçütleriyle uyumlu ve cesaretli bir siyaset gütmesi gerektiğini ve bu ideolojik hatta oturmamız gerektiğini düşünüyoruz. ‘Ben onun karşısında durmalıyım, şuraya çok yaklaşırsam öbürlerini ürkütürüm’ diyerek siyasi pusulasının ibresiyle yer değiştiren bir yaklaşım yerine ‘Ben kim için varım, en başta emeğin değerini savunmak için varım. Eşitsizliklere adil müdahale için varım. Tavizsiz insan hakları, düşünce özgürlüğü için varım’ diyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Tepkiyi meslek örgütlerine, barolara bırakan, ‘Aman oyuna gelmeyelim’ derken oyuna gelmeyelim oyununa gelenlere itirazımız var. Sokaktan, meydandan, sivil toplumdan, sendikalardan korkmayan, onların güçlenmesinden güç alan, yükselen sesi duyan ve yüksek sesle konuşmaktan kaçınmayan kadrolarımızla önce Cumhuriyet Halk Partisini, sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmeye talibiz.”

 

"İSTANBUL'DA GÜNEŞ AÇMADAN TÜRKİYE'YE YAZ GELMEZ"

CHP'nin 4-5 Kasım'da yapılacak olan 38. Olağan Kurultayı öncesinde gözler 8 Ekim Pazar günü yapılacak İstanbul İl Kongresi'ne çevrildi. Çekişmeli bir yarışın yaşanması beklenen İstanbul İl Kongresi, parti kulislerinde, 38. Olağan Büyük Kongre'deki Genel Başkanlık yarışının da “provası” olarak görülüyor. Özel’in İstanbul Kongresi'ne dair değerlendirmesi şöyle:

 

“İstanbul’a güneş açmadan Türkiye’ye yaz gelmez. İstanbul Kongresi yapılacak kongrelere de etki edecek, yapılmış kongrelere bile etki edecek. İstanbul’dan değişim çıkarsa çok rahat ilerleriz yoksa durum dengede olur.”

 

KAYIT DIŞI SİYASET

“Seçilmiş yerine atanmışların karar alma mekanizmasında bulunduğu her türlü siyaseti reddediyoruz. Bir partinin kendi siyasi hattını terk etmemesi, üyesi ile arasında olan kontrata uygun davranmak, kayıt dışına sapmamakla ilgilidir.”

 

"AİLENİN KORUNMASI" MİTİNGLERİ

“Ailenin korunması adı altına, birtakım mitingler yapılıyordu seçim döneminde. Aslında [amaç] Türkiye’de seçim sandığı üçe çıkararak üçüncü sandığın rüzgarı ile birinci sandığı doldurmak… Bunun nasıl seçim odaklı yürüdüğünü biliyoruz. Bunun Macaristan’da Orban’ın icat ettiği üçüncü sandıktan farklı olmadığını biliyoruz.”

 

DÖNEM KURALI VE GENEL BAŞKANLIK SEÇİMİ YÖNTEMİ

“Dönem kuralını önemsiyoruz, Genel Başkan'ın delegelerle seçildiği son kongre olmasını istiyoruz. Bundan sonra Genel Başkan'ı tüm üyelere seçtireceğiz. Cumhurbaşkanı adayının üyelerin onayına sunulmasını öneriyoruz. Eşit temsil olarak ifade ettiğimiz tüm yapılarda kadın erkek oranının yüzde 50'ye yüzde 50 şeklinde olmasını öneriyoruz. Tayyip Erdoğan tarzı bir liderlik yerine ekibin bir adım önünde olan, kadrosundan güç alan, kadrosuna güç veren bir liderlik anlayışından bahsediyoruz.”

 

"KAYBETMEMİZ DURUMUNDA…"

“Kaybetmemiz durumunda partinin milletvekiliyim, görevime devam ederim ama yönetimde görev almam.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri